Yıllar, asırlar geçti, sözde sen gitmektesin
Gündüzü karartarak, geceyi itmektesin
Ruh kabristanımda bir gül gibi bitmektesin
Kaç kez ölüp dirildim, şaşkın şaşkın gezerek
Beyhude sokaklarda yaşamaktan bezerek.
Tepelerin ardında yine bir gün doğuyor
Uyananlar gönlümde, ifrit gibi boğuyor
Yaz mevsimi de artık kışlar gibi soğuyor
Göç arzulamaktayım, dünyadan aklanarak
Bir ebabil kanadı altında saklanarak.
Meryem'den miras Kudüs, sarı saçlı kubbeler
Seni çağrıştırıyor, boşluktaki gölgeler
Yasnaya Polyana'da elemli hikayeler
Bir tren buharıyla dağları aşar mıyız?
Kimsesiz denizlerde biz de dolaşır mıyız?
Pervazların önünde, serçeler ağlamakta
Yokluğun karanlığı ruhumu bağlamakta
Sendeki gizemli hal, her şeyi dağlamakta
Her ne tarafa kaçsam, bulutlar gibi varsın
Düzlükte bana hayal, uçurumlarda yarsın.
Kilitli kapı gibi açılmadın inatla
Oysa arkandaydım hep bitmek bilmez ifratla
Bahanelerin vardı, amalarla, fakatla
Günler göç edip gitti, maziye üzülerek
Bir kuş misali uçtun, içimden süzülerek.
h.kpln
2020
Hamza Kaplan
Kayıt Tarihi : 15.9.2020 09:51:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!