Beklenen onulmaz acı
Teğet geçiyor duygularımı
Ben kalemi tutuyorum
Parmaklarımın arasında
Fakat kalem tenime dokunamıyor
Korkmam lazım
Fakat korku bana dokunamıyor
Sokağa yürüyorum
Ayaklarım kaldırım taşlarına basıyor
Ayak izimi göremiyorum
Fakat aldırmıyorum
Şehir kalabalık
Kimseye çarpmadan o yere geliyorum
Yeşil bir park
Ağlamam gerek
Fakat ağlayamıyorum
Banka oturuyorum
Her gün burada bir şey bekliyorum
Bana dokunabilecek bir şey
Bir hatıra bir his
Fakat gölgemin hüznünden başka
Hiçbir şey göremiyorum
Gölgemin gözyaşlarını silmek için
Bir mendil çıkarıyorum
Üzeri ceviz ağacı işlemeli
Sabun kokuyor
Özenle katlarını açıyorum
Ufacık bir papatya selamlıyor beni
Buradan koparılmış bir çiçek
Elimle nazikçe ince sapını tutuyorum
Fakat kurumuş olmasına rağmen
Onun çıtırtısını duymuyorum
Gölgem iri gözleriyle bize bakıyor
Yıllar önce burada
Mis kokulu bir kız
Bu papatyayı vermişti
Ben hatırlıyorum
Fakat o hatırlamıyor
Buz gibi donuk bakışlarla
Anılarımı izliyorum
Öldüğümden beri
Uzun zaman geçti
Ben artık hayaletim
Eve yürüyorum
Kimseye çarpmadan
Manavdan biraz erik alıyorum
Adam paranın üstünü verirken
Yüzüme bakıyor
Fakat beni görmüyor
Kaldırımda izim yok
Daireme çıkıyorum
Her gün buradayım
Her şeyin yerini biliyorum
Fakat her defasında
Uzak diyarlardan yeni gelmiş gibiyim
Düşüyorum dipsiz bir çukura
Her an sert zemine çarpabilirim
Onulmaz bir acı bekliyorum
Fakat kirli bir zemin yok
Sadece düşüş var
Aynaya bakıyorum
Ben ölümüm
Hafif tebessüm ediyorum kendime
Gölgem sürekli ağlıyor
Aldırmıyorum
Yatağımda tavanı seyrediyorum
Sonra uyuyakalıyorum
Rüya görmüyorum
Yalnızca karanlık
Sabaha kadar siyah bir camı seyrediyorum
Sabah masanın başında
Defterime bir şeyler yazmam gerek
Kalemimi tutuyorum fakat o beni tutmuyor
Sayfayı karalıyorum
Sanırım ben yok oldum
Sanırım ben boşluğum
Sanırım…
Aldırmıyorum
Kayıt Tarihi : 23.8.2018 18:21:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!