boşluktayım ey yar
düşüyorum
sen tutmazsan ellerimden kim tutar?
kanar güller
kan tutar hayat yutar
kapkalın örtülü pencerem
sen açmazsan kim açar?
esmez rüzgârım
açmaz güneşim
karanlık tüm koridorlar..
bir kuş çırpınıyor göğüs kafesimde
anlamsız yaklaşan sesler
karışmış ayak izlerine
duymak istemiyorum!
Kasabanın CadısıKayıt Tarihi : 9.12.2017 15:09:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hikayesi:
boşluklardan boşluk beğendim kendime..

Ah dilini yüreğini sevdiğim!
Sen nasıl bir şeysin böyle...
Şimdi ben bu şiiri alır götürürüm de, nasıl geri getiririm, hatta getiremem diye korkarım...
Biliyor musun, elimin boşluğunun çok olduğu bir zamanlarda efsaneler, mitoslar, söylencelere takılmıştım...
Ama ne takılma...
Onların birinde diyordu ki;
"Hayat bizim boş bıraktığımız tüm boşlukları ve yerleri bir başkası veya başka şeyle doldurmaya programlanmıştır."
Sence nasıl bir teori...
Bence saçma... Yada ben çok beceriksizim...
Şöyle ki, hemen açıklıyorum...
Mesela ben hayatımdan kasıtlı veya zorunlu şekilde ayrılanların yeri hala "baki", hala boş...
Ne sen ben,
Nede ben sen olamam... Davranamam...
Ola ki oldu, bu da rol kesmek olur... Eğreti bir duruş olur üstümüzde...
En iyisi kendimiz olmak...
Yanisi cangülce'm...
Döneceğiz yüzümüzü...
Mevla'mıza...
Mevla'namıza...
Yunus ve Şemş-i'mize...
Demem o ki;
Biz başka seven milletiz... İşte o yüzden de başka sevemeyiz...
Bırakalım içimizdeki o millyon yıllık boşluk...
Milyon yıl daha yaşasın bizimle
En sol yanımızda, orada öylece...
Sıcacık...
Ne dersin...
Ama yine doldumam gerek dersen...
Sadece ses ver...
Yüreğine sağlık pespembe yürekli Gülce'm...
Nicelerine inşaAllah...
Sevgiler sana... Hem de en sol yanımdan...
TÜM YORUMLAR (3)