Boşluğa açılan merdiven Şiiri - Yorumlar

Cevat Çeştepe
1210

ŞİİR


147

TAKİPÇİ

çatıya sadece birkaç basamak kala,
fişek gibi bir çocuk fırlar içimden, yuvarlanır merdivenlerden aşağıya
önce izlemek isterim belki, sessizce
öylece bakar kalırım arkasından, ne yapacaksa yapsın diye, gönlünce.

...

Tamamını Oku
  • Osman Öcal
    Osman Öcal 20.11.2009 - 18:45

    ÇOK GÜZEL BİR ÇALIŞMAYDI ÜSTAD. TEBRİKLERİMİ SUNUYORUM. AĞAÇ TAN YAPILMIŞ SAYYAR MERDİVENLERİ BİLİRSİNİZ, DAMLARA ÇIKMAK İÇİN KULLANILIR. SANIRIM BAHSETTİĞİNİZ MERDİVENDE BUNDAN OLMALI.BİZİM DAMA ÇIKMAK İÇİN ÖYLE BİR MERDİVENİMİZ VARDI İŞTE. DAMDAN YERE KADAR HİÇ MERDİVENE DOKUNMADAN İNERDİM BİR ZAMAN BANA BÜYÜK ZEVK VERİRDİ. ŞİİRİ OKURKEN AKLIMA GELDİ. SELAMLARIMLA ÜSTAD.

    Cevap Yaz
  • Doğa Deniz
    Doğa Deniz 20.11.2009 - 12:26

    Boşluğa açılan merdiven
    çatıya sadece birkaç basamak kala,
    fişek gibi bir çocuk fırlar içimden, yuvarlanır merdivenlerden aşağıya
    önce izlemek isterim belki, sessizce
    öylece bakar kalırım arkasından, ne yapacaksa yapsın diye, gönlünce.



    ...
    Belki de en zevkli yanı budur bakıp kalmak ardından ne yaparsa yapsın..
    koşarsan peşinden dur yapme etme oynama atlama dokunma deriz demi..
    ama öyle çocuk kalsın ki gerçek yansısın izlediklerinde...
    yüreğimizin çocuğunu koşturmak ona engelsiz sınırlar tanımak elimizde
    öyle ya aklımız başımızda sürekli ağır ol molla desinler hikayesine ve daha büyümeden büyümeyi yakıştırmışlarsa
    yada erken büyümüşsek istemesek de hayat birde büyümemze yardım etmiş mesela aniden
    boy atmışız koca adam oldun otur oturduğun yerde boyundan posundan utan kazık kadar oldun
    daha yaşım kaç demez mi çocuk..
    çocuktur o daha erken büyümüş çocuk..
    şimdi içinde ki çocuğu salıvermek peşine düşmemek ne büyük bir güzelliktir...
    kim ne derse desin özellikle çocukluğunu yaşayamayan yada doğr düzgün yaşayamayan yaşı gelmeden çok
    büyük görevler verilmiş olan yada ne biliyim hayatı o küçük omuzlarına erkenden yükleyen yürekler
    hep böyleyiz işte
    evet hiç mi yaşamadık yaşadık ama eksik ama emanet bize kimse sen çocuksun doya doya tadını çıkar demedi hatta yasaklar eklendi
    ağız tadıyla bir cam kıramadım yaaa :))
    ne zevkli bişeydir hani bizi bahçelerine sokmayan bay bayan çok bilmişler
    zengin şımarık çocukların hava attıkları zaman mesala isterdim ki dalıyım saçını başını yolayım...
    ne kötüyüm demi ama öyle bir evciliğe bile rahat yoktu biz tahtadan taştan objelerle
    onlar bakkkk bana babam ne aldı..
    neyse ne alaka öyle geldiler işte birden çocuk günlere gittik de hüzün tarfınfan birde deli tarafıman
    ama isterdim kaşınanı bir güzel dövmeyi...sonra özür diledim mi de barışmayı..
    çok vardı öyla ama bizim mahalle aşağı ki malle gibi durumlar vardı birden güçlü de oluyorduk işte neyle mi süğüt dalarından kızılderili oluyor
    başımızda belimizde kollarımızda ayak bileklerimiz de söğüt ağacından yaptığımız o güzelliklerle nasılda kendimizden emin
    neyse....
    ya kaptan beni nerelere götürdün dur şiir gitti ben nerdeyim..
    geri dönelim saralım eh turarsak bunları söylemez utanır..
    çocukkendi şimdi olsa asla derler ya
    yok ben yine öyle olurdum..
    tam bir başbelası ama tam bir arkdaşda ekmeğimi bölüşen
    iki yanımda vardı adamına göre tabii teee o yaşlardan bilirim yani..
    mecburduk savunma mekanızmamız o günden icraata geçmiş sanırım :)
    yani zımba gibi bir çocukmuşum hemde pigme boyumla :)
    üflesen uçacak bi lokmacık canımla :)


    ***************




    ve sonra duramam, giderim peşinden…

    çocukluk dağlarımıza ne kadar yakın, şehirlerimize ise o kadar uzak
    uzayıp giden bir sokakta yürürüz, aramıza bir adım mesafe koyarak.
    geceler, kör kandiller sunan gümüş tepsilerdir, kış gibidir bembeyaz
    bilinmeyen sevgiler gibi sarılırız, dualar okuyarak ve korkarak biraz.
    sonra yeni gün başlar, yarına ne çok benzer ama dün saklıdır içinde
    hayaller, hayra yorulan düşlerdir, üç numara bol kovboy kıyafetinde.

    böyle izleriz sessiz sinemayı, penceremizden…

    ****
    bu kısmı okumamıştım yukarıyı yazarken sıra sıra iniyorum ya bak işe yarıyor :)
    .gerçi senin hikaye biraz daha farklı ama adı üstüne işte yaşam
    geçmiş getirdikleri götürdükleri derken..
    işte o çocukluğumuza o sakladığımız zuladan çıkardığımız o çocuk
    hiç kaybetmeyeceğimiz sık sık karşımıza getirp koyacağımız bir resim
    ama öyle bir resimki yada fotoraf diyim... iki kşi vardır öyle bir yerde çekilmiştir ki
    zaman öyle bir geri sararki o an o gün o yerde ve yanında işte o bilinmeyen sevgller gibi
    sarıldığın... ve o günden bu güne gelenler tarih tarih yada sorular nerde acaba ne yapar eder
    falan filan derken..
    güzel ya anılara derin derin düşsel bir gezi..
    kah tebessüm oluşur yüzde yürekde kah hüzün belki de keşkeler de gelir aklına
    ama geçmişin o sarı sayfaları bugüne çok şey söyler bilirim...
    *********************************

    ve ilk aşk, doğum, sürekli kavga ve bir ölüm…

    okul sıraları ve meydan kavgalarında, sanki değişen her manzarada
    inanç ve bir kadın olarak yaşam, kolumuza girer, yani tam aramıza.
    yeryüzümüzde ilk çiçek böyle hayat açar, bize en güzel gülümseyen
    bir başka ormanda ise bir çınar, gölgesini saklar karanlığa, ebediyen.
    ve paletler eser esintilerimizden, Boğaziçi bandıralı gemilere benzer
    o köpükler gibi sarhoşluğumuz, akar açık denizlere, kaybolup gider.

    bir safhası da işte böyle bir köpüktür ömrün, iki gözüm…
    .

    duman altı bir tavernanın tek kişilik locasından…

    haydi kaldıralım kadehimizi, bunca zaman hatırına, yoldaşlığımıza
    sonra kol-kola yürüyelim, senin önden çıktığın o binanın kapısına.
    biliyorum benim kadar yorgunsun, çıkmak zor gelirse merdivenleri
    karakterimiz niyetine bir tutalım, hiç yorum katmadan yüreklerimizi.
    bak bir adımda tırmanıverdik işte, çatının birkaç basamak öncesine
    bundan sonrası son nefeste, maviyi kucaklayabilmektir gökyüzünde.

    ayaklar altındaki kainata, selam olsun dünyamızdan…
    ****
    yüksekten kendine kendinize bakmak...
    çocukluk da filizlenen okulda deli çağda coşan mücadelelerde kol kola omuz omuza
    hayatı kucaklayan
    gökyüzünden de maviyi kucaklamak denizlerden sonra...
    böyle bir nihayeten önce bikaç basamak öncesini bilip inadına gülümsemek hayata
    ilk çiçek böyle hayat açar, bize en güzel gülümseyen
    derken
    gökmavisi ile de öyle bir gülümseyen belki de güle güle derken bize
    uçurtma gibi...
    birbirine dolanmış gökyüzünde belki çaıtdakinden daha daha yakın mavi ve o maviden gülüşleri toplamak...
    çok çok güzeldi kutluyorum o yüreğini


    ...

    işte çıktık çatıya, ver elini şimdi bana,
    rüzgar gibi açılacaktır kanatlarımız, kendimizi boşluğa bırakınca
    bu manzarada karşımıza farklı bir şey çıkmayacak
    dağlarımız o kadar yakın ve şehirlerimiz gene çok uzakta kalacak.
    *******
    ben öyle düşünüyorum...
    neden boşluğa bırakıyorsunuz ki sizin gibi insanların bu gibi durumda
    asılması gerekmiyor mu..
    hazerfan çelebi geldi aklıma :) bak şimci gülümsedim haaa
    yok Kaptan bence yüreklerinizde sizin paraşütler vardır... önce bir deneme yaparsınız

    farklı birşey çıkacak derken...
    benim cincine dedi.. annem korkma onlarda yani yaşamı sevenler
    yürekleri sevenler insanları sevenler hele ki şiire böyle giriş gelişme sonuç yapmışken ki
    ben bu sonu değil bir öncekinden bahsediyorum ki onuda tatlıya bağladım
    görüldüğü gerek üzerine...
    neyse
    ölümü düşünmeek için daha çok gençsiniz kaptan
    evet durumlar iç açıcı olmayabilir hayat artık beynine sık da git bitsin artık bu çile dedirtebilir
    ama yaşamı yaşamayı sevenler asla ve asla uçurum kenarında öyle bir düş kurmaz
    Allah gecinden versin..
    hayırdır inallah
    biliyorum hepimiz el ayak çekmek bir an önce şu kir pisliğe bulanmış kirliliklerden kurtulmak istiyoruz eh yaş da müsait
    ama herşeye rağmen devam etmek varken inadına demek varken tam tersi dik durup göğüslemek varken.
    YA KAPTAN YİNE HER ZAMAN Kİ GİBİ BEN Mİ YANLIŞ ANLADIM YOKSA
    BAK BÜYÜK HARF GİDİYORUM NEYSE DU .. :)
    kafam karıştı şimdi bizim kaptna ne oldu dedim neden kuzuların sessizliği gibi
    öyle bir ölüm kokusu sessizliği
    birde hani kare kare hayatı geçmiş ya...
    aman ha düşlemek düşünmek bile yasak bilesin
    Rabbim sağlık güç versin de
    sadece şiirde şiirin melodisinde kalsın emi
    belki bana öyle geldi bilirsin bende deli okuma deli yorum biraz da bazen de anlama özürü
    oluşuyor..
    neden öyle bir kanıya vardım bilmiyorum da
    olur ya bıkmışsındır ağır gelmştir sıkıştırır kalbin bir mengene de gibi ağır gelir herşey
    böyle ya bitimi gözler gözlerimiz
    gördükçe daha bir dayanılmaz olur bazı şeyler özellikle değerlerimiz sıkı sıkıya bağlandıklarımız bağlarımız

    neyse..
    kocaman şair yüreğine kocaman sevgiler
    şiirdi her zaman ki gibi
    şiire sözüm yok da
    güçlü yürek kaptanın bu son sözlerine takıldım
    yüreğin hiç susmasın
    öyle ya şiir hepsi olacak neden olmasında ölüm düşüncesi olunca
    öyle birden bire acık hüzünlendim ondandır

    Cevap Yaz
  • Suna Doğanay
    Suna Doğanay 20.11.2009 - 00:41

    'dağlarımız o kadar yakın ve şehirlerimiz gene çok uzakta kalacak.' Gönülden kutlarım, müthiş bir şiirdi. Selam ve sevgilerimle.

    Cevap Yaz
  • Mehmet Aydemir
    Mehmet Aydemir 20.11.2009 - 00:12

    Essiz güzellikte siir tadindaydi.
    Tebrikler.
    Mehmet Aydemir

    Cevap Yaz
  • Gökmen Yılmaz Erdem
    Gökmen Yılmaz Erdem 19.11.2009 - 23:16

    çocukluk dağlarımıza ne kadar yakın, şehirlerimize ise o kadar uzak
    uzayıp giden bir sokakta yürürüz, aramıza bir adım mesafe koyarak.
    geceler, kör kandiller sunan gümüş tepsilerdir, kış gibidir bembeyaz
    bilinmeyen sevgiler gibi sarılırız, dualar okuyarak ve korkarak biraz.
    sonra yeni gün başlar, yarına ne çok benzer ama dün saklıdır içinde
    hayaller, hayra yorulan düşlerdir, üç numara bol kovboy kıyafetinde.

    böyle izleriz sessiz sinemayı, penceremizden…

    ***
    Hep umutlarla yaşadıkça bitmeyecek bu hasletler...

    Cevat Ağabeyim kalem tutan elin eksik olmasın : ) +

    Cevap Yaz
  • Ali İhsan Atiş
    Ali İhsan Atiş 19.11.2009 - 22:16

    maviyi kucağında bulan çocukluk..giderkende yine mavi kucağındaysa ne mutlu..dağlarla şehirleri barıştıran dizeler,yorum haddimizi aşar,Sayın Çeştepe,saygı ve hürmetlerimle efendim.

    Cevap Yaz
  • Gülçin Demirci
    Gülçin Demirci 19.11.2009 - 19:14

    duman altı bir tavernanın tek kişilik locasından…

    haydi kaldıralım kadehimizi, bunca zaman hatırına, yoldaşlığımıza
    sonra kol-kola yürüyelim, senin önden çıktığın o binanın kapısına.
    biliyorum benim kadar yorgunsun, çıkmak zor gelirse merdivenleri
    karakterimiz niyetine bir tutalım, hiç yorum katmadan yüreklerimizi.
    bak bir adımda tırmanıverdik işte, çatının birkaç basamak öncesine
    bundan sonrası son nefeste, maviyi kucaklayabilmektir gökyüzünde.

    --
    tebrikler sayın Çeştepe..Çok güzeldi yine,kalem yazmış alabildiğine..saygılar..

    Cevap Yaz
  • Tunçer Günaydın
    Tunçer Günaydın 19.11.2009 - 15:50

    Sizin şiirlerinize yorum yazmak kadar şiirden kalan duyguları aksettirmekte zor sayın ÇEŞTEPE. Hikaye o kadar netki.Şiirin okuyucuya verdikleride bunun dışına taşamıyor. Şiir bağlıyor. Çocukluğumuzla geldik beraber büyüdük. beraber gideceğiz . Çok güzel . Tebrik ediyorum. tampuan ve antoloji.

    Cevap Yaz
  • Sunay Birinci
    Sunay Birinci 19.11.2009 - 15:00

    ustam ya okurken o çatıya çıktım hayalde olsa..:)) tebrikelr yolunuz açık olsun

    Cevap Yaz
  • Fazlı Humar
    Fazlı Humar 19.11.2009 - 12:47

    bir devlet sahip,
    çıkmazsa bir yazara,
    ben çıkarım....
    çünkü,
    kalemin ucu
    benim,
    dökülenler benim....
    .............................
    sanatın bükülmez bileğidir
    CEVAT abi,
    yüreğinin gittiği yere selamımdır...
    kızıl deli...

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 116 tane yorum bulunmakta