çatıya sadece birkaç basamak kala,
fişek gibi bir çocuk fırlar içimden, yuvarlanır merdivenlerden aşağıya
önce izlemek isterim belki, sessizce
öylece bakar kalırım arkasından, ne yapacaksa yapsın diye, gönlünce.
...
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Devamını Oku
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
ÇOK GÜZEL BİR ÇALIŞMAYDI ÜSTAD. TEBRİKLERİMİ SUNUYORUM. AĞAÇ TAN YAPILMIŞ SAYYAR MERDİVENLERİ BİLİRSİNİZ, DAMLARA ÇIKMAK İÇİN KULLANILIR. SANIRIM BAHSETTİĞİNİZ MERDİVENDE BUNDAN OLMALI.BİZİM DAMA ÇIKMAK İÇİN ÖYLE BİR MERDİVENİMİZ VARDI İŞTE. DAMDAN YERE KADAR HİÇ MERDİVENE DOKUNMADAN İNERDİM BİR ZAMAN BANA BÜYÜK ZEVK VERİRDİ. ŞİİRİ OKURKEN AKLIMA GELDİ. SELAMLARIMLA ÜSTAD.
Boşluğa açılan merdiven
çatıya sadece birkaç basamak kala,
fişek gibi bir çocuk fırlar içimden, yuvarlanır merdivenlerden aşağıya
önce izlemek isterim belki, sessizce
öylece bakar kalırım arkasından, ne yapacaksa yapsın diye, gönlünce.
...
Belki de en zevkli yanı budur bakıp kalmak ardından ne yaparsa yapsın..
koşarsan peşinden dur yapme etme oynama atlama dokunma deriz demi..
ama öyle çocuk kalsın ki gerçek yansısın izlediklerinde...
yüreğimizin çocuğunu koşturmak ona engelsiz sınırlar tanımak elimizde
öyle ya aklımız başımızda sürekli ağır ol molla desinler hikayesine ve daha büyümeden büyümeyi yakıştırmışlarsa
yada erken büyümüşsek istemesek de hayat birde büyümemze yardım etmiş mesela aniden
boy atmışız koca adam oldun otur oturduğun yerde boyundan posundan utan kazık kadar oldun
daha yaşım kaç demez mi çocuk..
çocuktur o daha erken büyümüş çocuk..
şimdi içinde ki çocuğu salıvermek peşine düşmemek ne büyük bir güzelliktir...
kim ne derse desin özellikle çocukluğunu yaşayamayan yada doğr düzgün yaşayamayan yaşı gelmeden çok
büyük görevler verilmiş olan yada ne biliyim hayatı o küçük omuzlarına erkenden yükleyen yürekler
hep böyleyiz işte
evet hiç mi yaşamadık yaşadık ama eksik ama emanet bize kimse sen çocuksun doya doya tadını çıkar demedi hatta yasaklar eklendi
ağız tadıyla bir cam kıramadım yaaa :))
ne zevkli bişeydir hani bizi bahçelerine sokmayan bay bayan çok bilmişler
zengin şımarık çocukların hava attıkları zaman mesala isterdim ki dalıyım saçını başını yolayım...
ne kötüyüm demi ama öyle bir evciliğe bile rahat yoktu biz tahtadan taştan objelerle
onlar bakkkk bana babam ne aldı..
neyse ne alaka öyle geldiler işte birden çocuk günlere gittik de hüzün tarfınfan birde deli tarafıman
ama isterdim kaşınanı bir güzel dövmeyi...sonra özür diledim mi de barışmayı..
çok vardı öyla ama bizim mahalle aşağı ki malle gibi durumlar vardı birden güçlü de oluyorduk işte neyle mi süğüt dalarından kızılderili oluyor
başımızda belimizde kollarımızda ayak bileklerimiz de söğüt ağacından yaptığımız o güzelliklerle nasılda kendimizden emin
neyse....
ya kaptan beni nerelere götürdün dur şiir gitti ben nerdeyim..
geri dönelim saralım eh turarsak bunları söylemez utanır..
çocukkendi şimdi olsa asla derler ya
yok ben yine öyle olurdum..
tam bir başbelası ama tam bir arkdaşda ekmeğimi bölüşen
iki yanımda vardı adamına göre tabii teee o yaşlardan bilirim yani..
mecburduk savunma mekanızmamız o günden icraata geçmiş sanırım :)
yani zımba gibi bir çocukmuşum hemde pigme boyumla :)
üflesen uçacak bi lokmacık canımla :)
***************
ve sonra duramam, giderim peşinden…
çocukluk dağlarımıza ne kadar yakın, şehirlerimize ise o kadar uzak
uzayıp giden bir sokakta yürürüz, aramıza bir adım mesafe koyarak.
geceler, kör kandiller sunan gümüş tepsilerdir, kış gibidir bembeyaz
bilinmeyen sevgiler gibi sarılırız, dualar okuyarak ve korkarak biraz.
sonra yeni gün başlar, yarına ne çok benzer ama dün saklıdır içinde
hayaller, hayra yorulan düşlerdir, üç numara bol kovboy kıyafetinde.
böyle izleriz sessiz sinemayı, penceremizden…
****
bu kısmı okumamıştım yukarıyı yazarken sıra sıra iniyorum ya bak işe yarıyor :)
.gerçi senin hikaye biraz daha farklı ama adı üstüne işte yaşam
geçmiş getirdikleri götürdükleri derken..
işte o çocukluğumuza o sakladığımız zuladan çıkardığımız o çocuk
hiç kaybetmeyeceğimiz sık sık karşımıza getirp koyacağımız bir resim
ama öyle bir resimki yada fotoraf diyim... iki kşi vardır öyle bir yerde çekilmiştir ki
zaman öyle bir geri sararki o an o gün o yerde ve yanında işte o bilinmeyen sevgller gibi
sarıldığın... ve o günden bu güne gelenler tarih tarih yada sorular nerde acaba ne yapar eder
falan filan derken..
güzel ya anılara derin derin düşsel bir gezi..
kah tebessüm oluşur yüzde yürekde kah hüzün belki de keşkeler de gelir aklına
ama geçmişin o sarı sayfaları bugüne çok şey söyler bilirim...
*********************************
ve ilk aşk, doğum, sürekli kavga ve bir ölüm…
okul sıraları ve meydan kavgalarında, sanki değişen her manzarada
inanç ve bir kadın olarak yaşam, kolumuza girer, yani tam aramıza.
yeryüzümüzde ilk çiçek böyle hayat açar, bize en güzel gülümseyen
bir başka ormanda ise bir çınar, gölgesini saklar karanlığa, ebediyen.
ve paletler eser esintilerimizden, Boğaziçi bandıralı gemilere benzer
o köpükler gibi sarhoşluğumuz, akar açık denizlere, kaybolup gider.
bir safhası da işte böyle bir köpüktür ömrün, iki gözüm…
.
duman altı bir tavernanın tek kişilik locasından…
haydi kaldıralım kadehimizi, bunca zaman hatırına, yoldaşlığımıza
sonra kol-kola yürüyelim, senin önden çıktığın o binanın kapısına.
biliyorum benim kadar yorgunsun, çıkmak zor gelirse merdivenleri
karakterimiz niyetine bir tutalım, hiç yorum katmadan yüreklerimizi.
bak bir adımda tırmanıverdik işte, çatının birkaç basamak öncesine
bundan sonrası son nefeste, maviyi kucaklayabilmektir gökyüzünde.
ayaklar altındaki kainata, selam olsun dünyamızdan…
****
yüksekten kendine kendinize bakmak...
çocukluk da filizlenen okulda deli çağda coşan mücadelelerde kol kola omuz omuza
hayatı kucaklayan
gökyüzünden de maviyi kucaklamak denizlerden sonra...
böyle bir nihayeten önce bikaç basamak öncesini bilip inadına gülümsemek hayata
ilk çiçek böyle hayat açar, bize en güzel gülümseyen
derken
gökmavisi ile de öyle bir gülümseyen belki de güle güle derken bize
uçurtma gibi...
birbirine dolanmış gökyüzünde belki çaıtdakinden daha daha yakın mavi ve o maviden gülüşleri toplamak...
çok çok güzeldi kutluyorum o yüreğini
...
işte çıktık çatıya, ver elini şimdi bana,
rüzgar gibi açılacaktır kanatlarımız, kendimizi boşluğa bırakınca
bu manzarada karşımıza farklı bir şey çıkmayacak
dağlarımız o kadar yakın ve şehirlerimiz gene çok uzakta kalacak.
*******
ben öyle düşünüyorum...
neden boşluğa bırakıyorsunuz ki sizin gibi insanların bu gibi durumda
asılması gerekmiyor mu..
hazerfan çelebi geldi aklıma :) bak şimci gülümsedim haaa
yok Kaptan bence yüreklerinizde sizin paraşütler vardır... önce bir deneme yaparsınız
farklı birşey çıkacak derken...
benim cincine dedi.. annem korkma onlarda yani yaşamı sevenler
yürekleri sevenler insanları sevenler hele ki şiire böyle giriş gelişme sonuç yapmışken ki
ben bu sonu değil bir öncekinden bahsediyorum ki onuda tatlıya bağladım
görüldüğü gerek üzerine...
neyse
ölümü düşünmeek için daha çok gençsiniz kaptan
evet durumlar iç açıcı olmayabilir hayat artık beynine sık da git bitsin artık bu çile dedirtebilir
ama yaşamı yaşamayı sevenler asla ve asla uçurum kenarında öyle bir düş kurmaz
Allah gecinden versin..
hayırdır inallah
biliyorum hepimiz el ayak çekmek bir an önce şu kir pisliğe bulanmış kirliliklerden kurtulmak istiyoruz eh yaş da müsait
ama herşeye rağmen devam etmek varken inadına demek varken tam tersi dik durup göğüslemek varken.
YA KAPTAN YİNE HER ZAMAN Kİ GİBİ BEN Mİ YANLIŞ ANLADIM YOKSA
BAK BÜYÜK HARF GİDİYORUM NEYSE DU .. :)
kafam karıştı şimdi bizim kaptna ne oldu dedim neden kuzuların sessizliği gibi
öyle bir ölüm kokusu sessizliği
birde hani kare kare hayatı geçmiş ya...
aman ha düşlemek düşünmek bile yasak bilesin
Rabbim sağlık güç versin de
sadece şiirde şiirin melodisinde kalsın emi
belki bana öyle geldi bilirsin bende deli okuma deli yorum biraz da bazen de anlama özürü
oluşuyor..
neden öyle bir kanıya vardım bilmiyorum da
olur ya bıkmışsındır ağır gelmştir sıkıştırır kalbin bir mengene de gibi ağır gelir herşey
böyle ya bitimi gözler gözlerimiz
gördükçe daha bir dayanılmaz olur bazı şeyler özellikle değerlerimiz sıkı sıkıya bağlandıklarımız bağlarımız
neyse..
kocaman şair yüreğine kocaman sevgiler
şiirdi her zaman ki gibi
şiire sözüm yok da
güçlü yürek kaptanın bu son sözlerine takıldım
yüreğin hiç susmasın
öyle ya şiir hepsi olacak neden olmasında ölüm düşüncesi olunca
öyle birden bire acık hüzünlendim ondandır
'dağlarımız o kadar yakın ve şehirlerimiz gene çok uzakta kalacak.' Gönülden kutlarım, müthiş bir şiirdi. Selam ve sevgilerimle.
Essiz güzellikte siir tadindaydi.
Tebrikler.
Mehmet Aydemir
çocukluk dağlarımıza ne kadar yakın, şehirlerimize ise o kadar uzak
uzayıp giden bir sokakta yürürüz, aramıza bir adım mesafe koyarak.
geceler, kör kandiller sunan gümüş tepsilerdir, kış gibidir bembeyaz
bilinmeyen sevgiler gibi sarılırız, dualar okuyarak ve korkarak biraz.
sonra yeni gün başlar, yarına ne çok benzer ama dün saklıdır içinde
hayaller, hayra yorulan düşlerdir, üç numara bol kovboy kıyafetinde.
böyle izleriz sessiz sinemayı, penceremizden…
***
Hep umutlarla yaşadıkça bitmeyecek bu hasletler...
Cevat Ağabeyim kalem tutan elin eksik olmasın : ) +
maviyi kucağında bulan çocukluk..giderkende yine mavi kucağındaysa ne mutlu..dağlarla şehirleri barıştıran dizeler,yorum haddimizi aşar,Sayın Çeştepe,saygı ve hürmetlerimle efendim.
duman altı bir tavernanın tek kişilik locasından…
haydi kaldıralım kadehimizi, bunca zaman hatırına, yoldaşlığımıza
sonra kol-kola yürüyelim, senin önden çıktığın o binanın kapısına.
biliyorum benim kadar yorgunsun, çıkmak zor gelirse merdivenleri
karakterimiz niyetine bir tutalım, hiç yorum katmadan yüreklerimizi.
bak bir adımda tırmanıverdik işte, çatının birkaç basamak öncesine
bundan sonrası son nefeste, maviyi kucaklayabilmektir gökyüzünde.
--
tebrikler sayın Çeştepe..Çok güzeldi yine,kalem yazmış alabildiğine..saygılar..
Sizin şiirlerinize yorum yazmak kadar şiirden kalan duyguları aksettirmekte zor sayın ÇEŞTEPE. Hikaye o kadar netki.Şiirin okuyucuya verdikleride bunun dışına taşamıyor. Şiir bağlıyor. Çocukluğumuzla geldik beraber büyüdük. beraber gideceğiz . Çok güzel . Tebrik ediyorum. tampuan ve antoloji.
ustam ya okurken o çatıya çıktım hayalde olsa..:)) tebrikelr yolunuz açık olsun
bir devlet sahip,
çıkmazsa bir yazara,
ben çıkarım....
çünkü,
kalemin ucu
benim,
dökülenler benim....
.............................
sanatın bükülmez bileğidir
CEVAT abi,
yüreğinin gittiği yere selamımdır...
kızıl deli...
Bu şiir ile ilgili 116 tane yorum bulunmakta