Bor’un Dünü, Bugünü ve Yarını Hakkında

Ç.Ü. Mühendislik Mimarlık Fakültesi Maden Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mesut ANIL Bor’un Dünü, Bugünü ve Yarını Hakkında Konuştu.
Borun Türkiye için hayati önem taşıdığını belirten Prof. Dr. Anıl, ABD menşeli Uniax Borax şirketinin pusuda beklediğini ve 2840 sayılı Bor Tekel Kanunda gedik açmaya çalıştığını belirtti. Dünya bor rezervinin yüzde 73’ünün, kolomanit rezervinin ise yüzde 95’nin Türkiye’de bulunduğunu, bunun ise çok önemli bir fırsat olduğunu belirterek “Küreselleşmenin acımasız dejenerasyonu madencilik sektöründe de hissedildi, orada da bir çok maden ruhsatı yabancı şirketlere geçti ve bütün hızıyla bu talan devam ediyor” dedi.
Prof. Dr. Mesut Anıl, Arap Yarımadası için petrol ne ise Türkiye için de bor petroldür. Ülkenin dünyada birinci olduğu başka bir maden varlığı yoktur, kim ne derse desin borun özelleştirmeye açılmaması gerektiğini vurguladı. Eti Bor bugün bir çok alanda gelişmesi önlenmiş olsa da bu işin bilincinde ve yeni ürün elde etmek için canla başla çalışıyor, tüm bor yatakları bu kurumun elinde ancak faaliyet gösterilmeyen sahaların aramalara açılması için 5 Haziran 2004 de yürürlüğe giren yeni düzenlemelerle 3213 Sayılı Kanunda bazı tuzak maddeleri var, inşallah o güne kadar 4 Haziran 2009 herkesin gözü açılırsa bu tuzak maddeleri uygulanmaz diyen Prof. Dr. Mesut ANIL, kamuoyunun bu konun bilincinde olması gerektiğini vurguladı. Halen bor piyasasında yüzde 26-28 oranında satış payı olan Eti Bor’un yüzde 50’lere ulaşması zor değil, 2840 sayılı kanunu deldirmez isek her geçen gün lehimize işleyecek ve dünyadaki rezervler 90 yıl içinde yenileri bulunamaz ise büyük ölçüde tüketilecek diyen ANIL, “özelleştirme taraftarlarının bor gibi stratejik olan bir maden hususunda başlarını ellerinin arasına alıp, bir kez daha düşünmeleri gerekir, bu milli bir konudur” dedi. Özelleştirme çağımızın bir gerçeğidir, birçok hususta özelleştirme olabilir, hatta madencilikte de yabancı sermaye faaliyet gösterebilir, ancak bor çok stratejik ve yegane zenginlik kaynağımızdır, onu koruyalım ve en iyi şekilde ülkemiz lehine kullanalım dedi.
1850 yılında Balıkesir İli Susurluk İlçesi yakınlarında 37 dekarlık araziye “Alçıtaşı” çıkarmak amacıyla 20 yıl süreyle Osmanlı Hükümeti’nden yabancı bir şirket kiralamış fakat bu yalan 10 yıl sonra iyice ortaya çıkınca 1860 yılında Campanie Industrial des Mazures şirketi aynı yerde bu defa doğru adı yani bor olarak ruhsat almıştır. Türkiye’de bor olduğunu fark eden birçok batılı ülke şirketleri Osmanlının içinde bulunduğu ekonomik ve idari kriz, ardı ardına çıkan bölünme hareketleriyle Kütahya ve Balıkesir illerinde birçok ruhsat sahibi olmuşlar ve bu durum Kurtuluş Savaşına kadar sürmüştür.Büyük Atatürk’ün hastalığının iyice nüks ettiği 1935 yılında kurduğu 2804 sayılı M.T.A ve 2805 sayılı Etibank aramalara başlamış ve 1948 yılında Eskişehir’de dahil olmak üzere Türkiye’deki bor rezervleri arka arkasına bulunmuştur. 1960’lı yıllarda 1.380.000.000 bir milyar üç yüz seksen milyon ton ham bor cevheri ile dünya bor rezervinin yüzde 70’nin Türkiye’de olduğu bilinmektedir dedi.
Önümüzdeki 20 yıl içinde bor Türkiye’nin kurtuluş simidi olabilir. Halen 260 sanayi sektöründe kullanılan ve bu sebeple sanayinin tuzu denilen bor, özellikle hidrojen enerjisinin katalizörü olarak büyük önem kazanacaktır.Ayrıca alınan ve tarafımca da henüz çoğu bilinmeyen 600 bor paten tininde çok değişik kullanma alanlarının bulunması mümkün görülmektedir. Bugün açıklanmayan bu patentler bir süre sonra mecburen açıklanacak yada piyasaya sızdırılacaktır.2840 sayılı Bor Tekeli bunların sigortasıdır. Delinmediği sürece inisiyatif Türkiye’nin elindedir. Ancak Uniax Borax ülkemizdeki sahaların bir bölümünü ele geçirirse bu tatlı rüya ne yazık ki kabusa dönüşür.Bu sebeple her vatanseverin konuyu dilden dile dolaştırması ve bilinçli bir kamuoyunun oluşmasını sağlamsısı için gayret etmesi gerektiğini belirtti. Prof. Dr. Mesut Anıl 01/06/2006 tarihli şöyleşim...

GÜNEYİN KIZI
MÜNEVVER DÜVER
01.06.2006-ADANA