bakkala telefon edip, akşam nevalemin siparişini veriyorum.
sesimden anlıyor çatı katının sakallısı olduğumu
tamam diyor, çırak gelsin hemen gönderiyorum..........
* *
/duvarımda iki buselik aplik, birine ay diğerine güneş adını vermişim/
Zülfü kimi ayağın koymaz öpem nigârum
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Devamını Oku
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
sadece sessizlik ve sadece çığlık gibi yalnızlık-...
biz her zaman o sessiz çığlıklarla açık denizde çıldırasıya bir mücedele içinde yüzüyoruz. gemi henüz bir limana yanaşır mı bilmem ama etrafıma baktığımda farksız tabloların birbiri ile yarıştığını görüyorum, bunu hayra yormanın vakti gelmedi daha...
Gönlünüze sağlık söylenecek çok şey var şiirinizle ilgili ama ne oltaya takılan balık beklediğimiz balık, ne söylenecek bir tek söz teraziyi eşitleyebilecek ağarlıkta kalır...
lal olmuş güneşin, kimsesizliğini sevdim,
yalınız, uçsuz bucaksız bir göç mevsimisin...
...
sevgiyle cevat abi...yürekten çağlayan sevgiyle...
-sadece sessizlik ve sadece çığlık gibi yalnızlık-
ay var, güneş var ama İstanbul, ne kadar karanlık bu saatlerde
son lüfer takılmış oltaya da, kanatsız martı yalnız kalmış denizde
ne gelen var ne giden yani, adresim mi silindi yoksa kayıtlardan
bu metruk kapı zili sevgilimin sesi gibi, çalınmış olmalıydı çoktan
diyorum ki bin kere ölmüşüm, bir daha ölsem ne çıkar bu şiirde
yoksa böyle düşünmeye devam mı etsem, elim çenemde, iskemlede.
/kapının altında bir not: galiba evde yoksun, demek boşuna gelmişim/
.............
Tamam diyorum gelmiş ve çatı katı artık aydınlanacak ama...sonrlarından görüyorumki gelen beklenen değilmiş...Sayın Ceştepe yine alıp bir yerlere götürdünüz biz okuyanları, kalemeniz hiç susmasın, susmasınki bizlerde sizinle yolculukların keyfiniz çıkaralım. Yüreğinize sağlık, saygılarım değerli yazara.
Bohemistan
bu bahçeye uğramayan
ne bilir şiir yazmayı...
çok güzeldi hocam..
Harika bir çalışmaydı. Yürekten kutluyorum. Saygılarımla.
yaşadığımız yerin izleri
içselliğimizin dış dünyayla etkileşimi
ne güzel anlatım
tebrik ederim
Tebrikler Sayın Hocam....Hayattan karelerdi satırlarınıza damlayan........Hürmetler........
Abdulvahap Yıldız
Aplik,çiçek,eller,pervaz,toprak,iskemle,bakkalın çırağı...
Hepsi yaşamın varoluşunu kanıtlayan ve insanın gündelik eylemlerine dahil edilen objeler olarak hem bu şiiri dokuyor hem de şiirin dinamik senaryosunda özel olarak imleniyor.
Sayın ÇEŞTEPE'nin dili ,bu şiirinde daha da incelmiş .Bireyselliğin insancıl içeriklerini sunmuş adeta.
Sesin ve anlamın ayrıntıları,şiirin çağrışım coğrafyasını ve dilin açılım alanlarını olabildiğince genişletecek bir özenle ve emekle ,ayrıntıları düşünülerek kurulmuş.
Şiir bir dil sorunu olmakla kalmayıp bir yaşam sorunu olduğunu da duyumsatan niteliğiyle dikkat çekiyor.
Şiirin estetiği ile estetiğin şiiri iç içe geçiyor bu sayfada..
Bohemistan Günlüğü'nde görünen bu.
Kutluyorum.
bir ıslık sesini dinledim sanki.. uzaklarda beliren, ve hızla yüreğimin köşebaşlarını kuşatan bir ıslık... dengbej ıslıkları böyledir işte... dağlardan şehirlere sızar, aydınlatır köyleri... sobasız evlere, duman olur... kutlarım sevgili Ceştepe... kaleminiz, kadim sözcükleri yaratıyor ustaca...
Bohemistan günlüğü .......
Edith piaf dinler gibiydim...yağmurlar şarkı söylemeksizin yağıyordu...tüm pencerelerin panjurları inmişti.... son lüferin oltadaki haline takıldı gözlerim.....
çok güzeldi sn çeştepe... kutluyorum çalışmanızı...
sevgi ve saygı ile.......
Bu şiir ile ilgili 86 tane yorum bulunmakta