tozlu yolları
ayağımı sürüyerek getirdim
güneşin izi kaldı matlaşmış yüzümde
saçlarımın salaş dağınıklığında
yılgın poyrazların
yağmurun
hayallerin acelesi vardı
hiç uğramadılar yanıma her şey sonlu bir masaldı
hayat diş gıcırdatan öfkesini sürekli kusarken yüzüme
kaçmakla göçmek arasında bir şeylerdi yaşamak
karanfil yorgundu mızmızlanıyordu
sürekli
bense yıpranmış böcekli kiraz
kesif dalların ulu ağaçların sert rüzgârların
dalgalı inişli çıkışlı ırgalanmasıyla yere düşen yaprakların
tepeleme yığıntısının ortasında
hayalsizdim
kala
kaldım öylece
çakıldığım yerde
yerde de nereye kadar
kızıl bir karınca ordusunun öfkeli naralarıyla
taarruza geçecek vakitlerini endişeyle sayarken
hâlâ da umudu keşfetmeye
kararlıydım
ve
asla da pes etmezdim
buruşuk ve tırışık kabuğumdan akan sarı suyun
izini iştahla süren siyah karıncaların
ve kızıl karıncaların arasında
eğer kalmasaydım
.......
gökyüzü ne kadar parlak maviyse
yeryüzü tam tersine o kadar da karabatakken
böcekli bir kirazın ölümü için üzülmek
dünyaya
o kadar anlamsızdı ki
......................
..............................................
3008202512:11
Kayıt Tarihi : 31.8.2025 20:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!