BİZLERE KİMLER Mİ DERLER
Bizlere kimler mi derler?
Tanıtalım kendimizi, bilmez zevzek güruha;
Orta Asya'dan beri göçer olup gelerek,
Anadoluyu vatan yapanların,şanlı tarihlerine altın harflerle, onca kahramanlık destanları yazdıranların,
Çocukları ve torunlarıyız.
Bizler bu toprakları emperyalist milletlerin
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Atatürk’e ata dedik, Anadolu’ya da vatan,
Türk ulusu kabul etmez, ne padişah, ne de sultan,
Mezarlarından kalkarlar, milyonlarca şehit yatan,
Fitne, fesat çıkartıp da, ayrım yapan ahmak utan.
_______Beğeniyle,okudum.emeğinize,yüreğinize,
kaleminize sağlık Fahri bey.
başarılarınız daim olsun...+10
saygılar.
tarihi bir özet ne güzel yansımış dizelere hele final haykırıyor mezalime isyanı kutluyorum
Birliğimizi, dirliğimizi, bozmak bizleri ayırmak isteyenlerin,
Amansız düşmanlarıyız.
Birliğimize, dirliğimize ve eşit yurttaşlık haklarımıza saygı duyanların
Evveli ve ebedi dostlarıyız.
Zalimlerin zulümlerine boyun eğmeyen koç yiğitlerin,
Evlatları ve torunlarıyız.
Hür doğduk, hür yaşarız.
Hangi hain bize zincir vuracakmış şaşarız?
Ayranımız kabarmayı görsün, engel tanımaz,
Birem-birem çiğner, yıkar, aşarız.
15- ARALIK- 2014,
Bizler bu vatan topraklarının,
Nehirleriyle akan, yelleriyle esen, talazlarıyla savrulanlarız,
Yağmurlarıyla ıslanan, gölleriyle dolan, selleriyle coşan.
Dağlarında kartal, şahin, aslan, kaplan ve kurduz.
Bizlere kimler mi derler?
Tanıtalım kendimizi, bilmeyen zevzek güruha;
Ta Orta Asyalardan beri göç edip gelerek,
Anadolu’yu vatan yapanların,
Şanlı tarihlerine altın harflerle,
Onca kahramanlık destanları yazdıranların,
Çocukları, torunlarıyız-----Fahri hocam evet hür doğduk hür yaşarız , hürriyet uğruna ölürüz şiirinizi beğeniyle okudum , sizi ve şiirinizi içtenlikle kutluyorum saygılar sunuyorum .
Tarih bizi kanıtlar.Biraz okusun bizim şu yobaz aymazlar.Vatan nedir,yaşamak nedir.Anlasınlar biraz.Kutlarım Fahri bey.Saygılar..
Anadolu geleneği,emperyalizme boyun eğmeme,zulme ve zalime biad etmeme geleneğidir elbette...Teşekkürler şiir için,saygılar sunuyorum...
Bu şiir ile ilgili 6 tane yorum bulunmakta