BİZİM KIZ
Taze bir yavrucak, kıvrak mı? kıvrak
İstanbul’a geldi ki! Şöhret olacak.
Televizyondan duymuştu ki!
Beyoğlu’nda yarışma yapılacak.
İlk defa görüyordu İstanbul’u
Bir yanı Asya bir yanı Anadolu
Buradaydı Şöhret olmanın yolu
Yavrucak ne bilirdi ki,
Şöhret olmanın güzel görünen yolu
İnsan kılığında canavarlarla dolu.
Epey dolaştı Beyoğlu’nda köşe bucak
Sonunda bir dal buldu tutunacak
Üstünde oynayıp, hünerini sunacak
Bir gün deyiverdiler, şöhretin yoludur
Biraz bacak, biraz kucak
Ha oldu ha olacak
Gayret yavrum, kaset doldu dolacak.
Anası bekliyor ki!
Bizim kız, televizyonlarda çıkacak
O, güzelim sesiyle ortalığı yıkacak,
Şöhret kapılarını gezdi sıradan
Bir yıl geçti aradan
Haber yoktu kasetten, paradan
Bizim kız şimdi nasıl kurtulurum?
Diyordu buradan
Almıştı dokuz aylık yükünü,
Hem denizden hem karadan
Bilmiyordu, acep nerede almıştı,
Hangi iskele-limandan?
Taşı, toprağı altın dedikleri İstanbul
Aldanıp da düşüvermesin di bir garip kul
Altın gibi hayatı, bir anda oluverirdi pul
Biçare, yuvasına döndü yavrucak
Kucağında şöhret kazancı
Bir YUMURCAK
E…e… bakalım şimdi ne olacak?
Aile meclisi toplandı...
namusu kim kurtaracak?
Anası dedi, sakın kıymayın!
Daha tazedir yavrucak
Babası dedi, KARAR verilmiştir.
“VU - RU - LA - CAK.”
En küçüğünün eline verdi bir silah,
Tetiği böyle çekeceksin dedi; bak!
Arka arkaya üç el; tırak, tırak, tırak
Ve öksüz kaldı ŞÖHRET kurbanı,
YAVRUCAK.
Kayıt Tarihi : 5.1.2010 18:38:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!