Bizi Yeşil Yapraklı Dallara Astılar

BİZİ YEŞİL YAPRAKLI DALLARA ASTILAR

biz zamanın ipliğini eğiren kirman değil
ateşgâh gönüllerin yarasına derman değil

hüzünden evler kurmuşuz-aşkın kalbinde durmuşuz
zındanı meydan kılmışız- devran bize mihman değil
hangi çağda yaşıyorsak yangınlar yurdu yolumuz
ne saltanat sarayları- ne taç ne taht mekân değil
kederler giysimiz olsun-ibrişimden mintan değil

bakan gözün gördüğüsün-cehennem cennet hep sende
celladısın kopardığın çiçeğin
ezdiğin karıncanın katili
sevdiğinin sultanısın
şah değil şahmeran değil

yelmiş –esip geçmiş hayat
bize hüzün biçmiş hayat
insanlığın sevdasına yürek yıkık gelenleriz
ısmarlama kalıplarda evcilleşmez ateşimiz
bu zulümler devranında başımıza taçmış hayat
zamanı sarsar sevdamız-reçetesiz sevenleriz
ölümü hiçe saymışız-sınırımız şu can değil

resmi aşklar tarihinde adımız şakiye çıkmış
ne hasrete hesap tuttuk-ne özleme paha biçtik
nerede karanlık varsa-ateşlerde yanan bizdik

bütün yer şekillerinde aynı kanadık yarenler
Histor Ruzbek’tik İran’da-Afrika’da Moloisi
Spartaküs’tük Roma’da- Kerbelâ’da Hüseyin’dik

dağlara sığınmanın ustalığı bize düştü
türkü bastık yaramıza..kanımızla sevda yazdık
bir yerlerde
her an
yağan
yağmur bizdik

bulutların altında
sessizlik
ne dehşet kanadı
zamana
ki hala akar

bizi yeşil yapraklı dallara astılar...

adnan durmaz