Yine yağmur yağıyor,
içimde yine aynı ince sızı
ve yar boynundaki kızıllık
değirmendeki un kokusu
yol kenarındaki akasya ağacı
ıslak ıslak kirpikler
aklımı delen hoyratlıklar
taşlı yollardaki ayak izleri
cam arkasında bakan kadın
ve yine cam kırıkları
ve yine hüzün
ve yine akşam
küf küf kokan moloz satıcıları..
Benim köyümde erken doğar Güneş,
ve erken öter kuşlar,
tarlalarımızdaki lahana,
kırlarımızdaki mor menekşe
kara ağaçlardaki asmalar
insanlarımızdaki canlılık
ve gülen düşüncelerdeki çocuklarımız
bizdendir dost bizdendir.
Yağmur bizdendir kar da bizdendir,
Akasya,karaağaç ve mor menekşe de bizdendir
sevilesi gönüller
ağlanası haller de bizdendir,
analar da bizden,
babalar da bizden,
Güneş yüzlü çocuklar da bizdendir dost.
Vandaki yıkılan evler
ve yıkılan umutlar da
ışıklara yürüyen canlar da bizdendir.
Dağlarda ki Mehmetçik
ovalardaki Haşo ağa,
Kızıltepede ki okulsuz köyde bizdendir
on iki yaşında zorla everilen kız da
on beşinde vurulan genç de bizdendir
hepsi bizdendir dost bilesin bizdendir.
ilhan PARÇALI
27/12/2011
İstanbul
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta