Fukaralık inkâra gelmez, acısı dikenli telere takılan gül gibidir
Bir parça kundaktaki bebek
Hep
Ağlar kesik, kesik
Haksızlığın karşısında
Zalimin karşısında
Eğilmeden
Bükülmeden
Dev dalgalar gibi
İsyanın avazında
Büyüyor
Ağaları
Köleleri
Silahları
Olan düzende
Bitmeyen
Istırap yarasıyla
Niceleri, özgürlük için koşup
Demir kapıları yırtıp
Kendini feda eder
Çıkarı için
Hüküm yürüten güçler
Artık
Açlık dayanılır gibi değil
Çığlık çığlığa ağlayan bebek
Kan emercesine
Annenin memesine sarıl
Yaşımda
Memede
Senin olsun
Herşeye rağmen
İsyanın dahada değer bulsun
Sevdasına sahip çıkan yürek gibi
Sevgiyi kucakla, saatlerce gözyaşı dökecek kadar hisli
Günler hep karanlık, fakir çekiyor kara günün kahrını
Kızıl kıyamet yorgun zaman
Hep vahim
Ezip geçiyor
Fukaralık biz havyar, kıyma, bal
Bilmeyiz
Bir baş kuru soğandır
Katığımız
Viran olan, biz yoksulların kalbi kırık
Kanamaya hazır
Acıların en büyüğü olan
Yaramız var bizim
Seni
Bağrımıza bastığımız
Toprakta büyen
Günahsız bebek
Her doğum
Çığlığlı
Ayyuka çıkan
Acıların habercisidir
Eğer
Güzel olsaydı
Günahkâr yaşam
Doğarken ağlamazdı her bebek
Sonuna kadar direneceğiz
Çalım atarak feleğe
Yırtıp atacağız
Her sahte yüzün maskesini biz, iz bırakmadan
Bu iş burada bitmez, soracağımız çok eski hesaplar var
Harlanan her coşkuda gül kokusu, diken batışı, yürek yakışı var
Ne çok bebekler gördük ağlayan
Şu dengesiz zamana içinde
Gökyüzün altında
Ağıt kokuyoruz
Biz
Sahipsiz kuzular gibi
Kapitalizmin kurtlar sofrasında
Aynı dertten
Muzdaripiz
Biz
Tan yeri ağarırken
Mazlumların kavgasında
Hayatın acıların arasında
Ağlayan bebeğini
Doyurmak için
İmkansızlıklarla boğuşan anne
Özgür olmayınca, çekilmez hayat, darağacının koynunda
Mehmet Çobanoğlu
12.03.2022
İstanbul
Mehmet Çobanoğlu
Kayıt Tarihi : 13.3.2022 00:51:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!