Biz Çocukluğumuzu Böyle Yaşadık

bizim parklarımız yoktu
rengarenk çiçeklerle kaplı
salıncaklarımız da yoktu
doya doya sallanacağımız.

rengarenk topaçlarımız vardı
dönerken ses çıkaran
çelik çomağımız vardı
birde dönen çemberlerimiz.

misketler cebimizde gezerdik
saklambaç oynamayı nede çok severdik.
pantolonumuz vardı bazı yerleri yamalı
ayakkabımız vardı naylondan çıtçıtlı.

birde topumuz vardı olmazsa olmaz
gözümüz gibi baktığımız
taştan kalelerimiz vardı
kenarda hep sakladığımız.

kağıt paramız olmadı hiç
delikli kuruşlarımız vardı.
bulursak beş on yada yirmibeş kuruş
koştururduk küçücük bakkalımıza
favorimiz idi leblebi tozu yada sakız.

her evin bahçesi vardı meyve ağaçlı
pazardan erik dut incir alınmazdı.
dallarında salıncak kurardık
altına bir örtü serer piknik yapardık.

bir çıngırak sesi duyulursa
bilin ki boynunda ipi gelen yoğurtçudur.
bir şarkı duyarsanız koşturun gelen
renk renk macunları ile macuncudur.

yağmur yağdı mı yerimiz belli
bahçenin birindeki odun kömür kulübesi.
küçücük kalmış kalemlerimizle
isim şehir adam asmaca ne keyifli idi.

bayram gelirken alınırdı giysilerimiz
saklardık yastığımızın altına papucumuzu
kapı kapı dolaşırdık el öpmek için
toplardık şeker para rengarenk mendil

radyomuz vardı dört pille çalışan
kaçırmazdık çocuk saatini.
bir ıslık duyuldumu dışarıdan
şenlenirdi sokaklar olurdu oyun yeri.

herşeye rağmen mutluyduk neşeliydik
biz çocukluğumuzu böyle yaşadık.