Biz rüzgârları doldurup doldurup da içimize,
her çığlık atışımızda;
dağlara, ovalara,
akan her suyun binlerce damlasına,
bir sevda coşkusuyla akıtmadık mı?
Kavrulurken,
çöl kumlarının susuzluğunda özlemle,
göz kırpmadık mı Güneş’e?
Yıldızları sayarken gökyüzünde geceleri,
ay’ın ışığını her yudumladığımızda,
yazdığımız her şeyi fısıldamadık mı,
koynunun sıcaklığını yaşarken
sevgilinin kulağına?
Biz şiiri,
kendi rüyalarımızın renginde,
yüreğine yosun bağlasın diye her insana,
bir armağanmış gibi sunmadık mı
aşkın gül suyu tadında?
O halde,
neden ağlarız?
Neden her seferinde,
yeni baştan göz yaşlarımızla;
çırpınır dururuz ve sevda türkülerimizi,
yeniden yazmak için
hep bir başka sevgiliye?
Kayıt Tarihi : 7.3.2006 09:32:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (2)