İnsan gözünü bir kuyruğun sonunda açar
Bir anlam veremez bu şimdi neyin sırası
Korkuların içinde boğulup ağlamaya başlar
Daha kurumadan yanağında o ilk gözyaşı
Duvardaki hemşirenin susturucu parmağı
Bitmek bilmez iğnelerin ucu sana dokunur
Okuldaki ufacık sıralara da sırayla doluşur
Hayatın ilk ahbapları bu sıralarda buluşur
Arkadaşlığın öyle ayrısı gayrısı olmaz hani
O mübarek dayak bile uzun bir sırada yenir
Büyüyünce vatan uğrunda askerlik vazifesi
İçtima yahut tabur olur kırk yıllık sıranın adı
Gencecik delikanlılar sağ baştan sayar
Yemek, nöbet, muayene, eğitim sırası
Telaş içinde gelip geçer gırgırı şamatası
Ama bu sıranın hiç biteceği yok canım
İş güç telaşı musallat olur peşinden
İki yakana yapışır sımsıkı ekmek kavgası
Öyle aybaşı falan beklemez fatura sırası
Hele bir de elden ayaktan düşmeye gör
Ölüm kalım savaşıdır hastane telaşı
Allah düşürmesin bir de mahpus varmış
Nice şairler demir parmaklıktan bakmış
Belki de en içlisidir o havalandırma sırası
Kafese konmanın kederinden olsa gerek
Şair yalnızlık şiirini kuş gibi havaya salmış
Usul usul imamın kayığı yanaşır bir limana
Her ne kadar öyle eskisi gibi sağ olmasak da
Sağ salim geliriz koskoca kuyruğun sonuna
Dostlar birer kürek toprak atar ve sonrası
İşte o vakit anlarsın hayat bir ölüm sırası
Kayıt Tarihi : 18.10.2020 15:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Akın Korkmaz](https://www.antoloji.com/i/siir/2020/10/18/bitmeyen-sira.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!