Sevdiklerini umduklarını
Ve
Kaçıncı kez bir daha olmayacaklarla anımsadığın
Kavgana karşın yanlışlarını
Yineledin düşünüş anlamında bu yıl sonu…
Beş kuruş paran yokken,
Borçla aldığın Unicef kartlarını
Varolsun diye cebinin boşluğuna inat
Afrika kabilelerinin yaşayışlarını,
Çocukların amcalarınkine benzetemedikleri için
Çokta beğendiremedikleri rengarenk fili,gökkuşağı ağaçlarını
Varolsun diye cebinin boşluğuna inat
Yüreğinde anlamladın
Çekmecede duruyorlar
Çerçeveleteceksin birgün boydan boya
-duvarlara asacaklarını…
Dostların için armağan paketin olmayacak
- bu yıl sonu.
Satmayı düşündüğün birkaç şeyi almayacak
Birkaç şeyini satmayı düşünen adam.
Kafan bozuk oturdun o akşam satamadıklarına
Uyudun gece,
Babanın cebinde kalan son parasını
-koyduğun cüzdanınla.
“Plastik çam ağaçlarını kullanın
Doğayı koruyun! ”
Diyordu televizyondaki kukla…
Kesilenlerin ölü dalları
Boğarken burjuvaları hediye yağmuruna
Kesilmediğine sevinen çam ağaçları
Boğuldular asit yağmurunda!
Dokuz aydır özledin,
Yağmur ardı toprak ve çam kokusunu.
Bu duyuyu tadabilenlerin baktın da sakin hallerine
Ağlamaklı oldun direnmişliğine!
Arar oldun,
Bok kokusundan iğrenmişliğini
Maydanoz tadında şarkılar dinledin
En çok “Yeşilmişik”…
Korktuğun kedinin felç olduğunu duyduğunda,
Sevgisizliğinin ona yansıdığını düşündün.
Acımadın kediye
Acıdın kendine.
Kapıcının beş yaşındaki oğlunun
Yaşına eş saatte
Çöp tenekelerini boşalttığını gördüğünde
Acıdığın gibi…
Sevgiyi en çok sevdiğine karar verdin
“Sevgi” kitabını okumaktasın bu yıl sonu.
Kuş uçmaz kervan geçmez yerlerin birinde
Belki okuyordur adamın biri aynı sayfayı
Genç ve incelikli bir kadının,
Gürültü çıkararak gülmemesi gerektiğinin
- saçmalığını…
Masanın ön saflarında yer alan Şarlo’nun sözü;
“Tembelliğin ve az çalışmanın yolu: Düzenli çalışmaktır.”
İnandığın bu sözü uygulamaya başlayacaksın bu yıl sonu.
Örneğin olacak,
Günü yitirmemek için,
Uyku öncesi okuduğun kitabın ve umudun…
“Sevgiyle başla bugüne! ”
Önceki gün sevgiyle bitirdiğin akşam gibi.
Kart gelmedi diye sana
Kurulu kart tezgahlarındaki yaşamları paylaşmadığını
-düşündün insanlarla.
Karşı kaldırımda portakal satıyor,
Tombik Musa’nın kızıl saçlı oğlu
Dedenlere gelirdi sık sık çilekli şekerlerden yemek için
Kırmızı halı ve çocuklar
Ne kadar el değmemişti oynadığınız
-YAŞAMLAR…
Giysisine aldırmazlık havası verip,
Büyük adımlarla yürürken,
Çok dolu olduğunu belirtmeye çalışan
-çağdaş nesil öncüleri (!)
Vardıkları yerde,
Nokta kadar bitirdiler tümceleri…
Eski aşklara “hıh” deyip geçerken
Ne kadar mutlu oldunuz
Bilmediğiniz,sevmeyi unuttuğunuz.
Beş dakka önce gitseydin bakkala
Mavi kamyonun dağıttığı zamlı mallara
- yakalanmayacaktın abla!
…………………………………….
Varlığını demleyen çoğul insandın
Sevgiye inandın
Kafan bozuldu diye,
Türkünü eksik etmedin masandan
“Vasiyetimdir! ” dedin Türkçesini arayarak kafanda
En üst katın penceresinden görünür
Tekkedir kayalıkların üstünde kurulu.
“Vasiyetimdir! ”
Ağaç dibi olsun gömüldüğüm yer
Çocuk ruhumla,
Sevgili ruhları olayım ağacıma tırmanmış çocukların
Sevgimdir bu size benim….,,
Öyle iyi bildin ki,
Hoş müzik dinlediğini
Sevgiyle tut öteki elini.
………………………
Kardan adam var edemedin bu yıl sonu
Nurullah, bir yığın kar orda hala
Macit’i sevimli buldular
“Nerden aldın? Kaça? ”
Diye sordular
Adı vardı sorulacak..
………………………….
Bildiğin en yakın yere yürü
Vardığın en uzak yer olsun
İyi dileklerle mutlan şimdi.
İyi iş becerdin,
İstençle okuduğun kitabın
Ve yaptığın planın,
Gözyaşlarını kuruttu üzerinde…
Ağladın…
İnsana özgü bir devinimdi.
Yatağın,
Hüzün dolu bu akşamda serindi.
Değiştirdin en derin yalnızlığını çoğulluğunla
Saatini kurup yatarken sekiz buçuğa…
Kayıt Tarihi : 31.3.2011 11:38:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!