Akşam eksilerek evriliyor geceye, renginden...
Yeryüzünde sahipsiz sancılar yer edinmiş,
Sahipler köle gibi bakıyor aynalardaki gözlerine.
Bir vakti olmalıydı ayrışmanın,
Bir vakti, hiç var olmamışlığın gürültüsüne karşı.
Gammazlarken boğazlarında düğümleniyor söyleyenecekler, muhbirlerin.
Gazete manşetleri tamamlanmamış intiharları yazamıyor büsbütün.
Asiller, krallar, soylular....
Miraslarının, bir sonrakilere devredilmiş mahzen mezarlar olduğunu anlıyorlar.
Sokak ortasında koşan bir çocuk ıstırabından düşüyor olduğu yerde,
Tenhada ölüm, yaşamı kıstırıyor sessizliğiyle.
Vakit o ki, ölüm bile kaçıyor,
Bu öyle bir illet, öyle bir ıstırap.
Eksik bir nota, es geçilmiş bir vurgu
Sanatseverleri kovuyor orkestra önlerinden.
Istırap büyüdükçe büyüyor,
Duygular çöplüğünde rastlıyoruz birbirimize.
Tanımak üzereyken bir başkasını,
Vakit kendinde boğuyor, öldürüyor bendeki onu.
Sona varmayan filmlerden bıkan seyirciler,
Yalnız başına bırakıyor hiçliğin ağzındaki sinemaları.
Bir ressam, yüzünün öteki yanını çizmeden bırakıyor kurbanını.
Gezegenler birbirlerinin tecritinde,
Ben bir tek seni düşünüyorum,
Oysa tüm evrene yayılmış bir ıstırap bu.
Bir dakika bitiyor, bir saat bir gün bir ay...
Ama bitmiyor zaman, bitmiyor yollar.
Tekrar ettiğimiz duygular patinajdan ibaret ayaklarımızın altında.
Yaklaştığımız sonlar, başka başlangıçları doğuruyor gözlerimizin önünde,
Bizse sadece tükeniyoruz.
Kayıt Tarihi : 13.6.2022 00:42:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Ne yapsak da tükeneceğiz, şair; çünkü düzeltmeye geç ladık gibi...
Bu sayfa her daim okuyucusunu düşündürmeye sevkeder...
Tekrar teşekkürlerim ve saygımla.
TÜM YORUMLAR (1)