Ne zaman geçsem yanından
hüzünle ürperir içim;
çekinir
ürkerim bit pazarından:
Ne, alacağım diye eski bir eşya
ne de korktuğum için
birinin nazarından.
Bit Pazarı,
hem tanıdığım eski ünlü bir yazarı
hem de
kendimi anımsatır kendime: Eskimişliğimi.
Fosilleşmiş sevdalarını
enfarktla kartlaşmış kalbimin;
yaşantılaşamamış düşlerimin kimliğini.
Gem vurulan arzularını
kanatlanmış içgüdülerimin:
açlık,
susuzluk
ve cinselliğini.
Yaşamımın üçte biri,
çatlatır öfkesinden
çimento ve kumla boğulan betondaki demiri:
Yokluk,
yoksulluk,
acı
ve isyan!
Bende anlamlılaştı
ve benimle zirveye ulaştı
çizdiği tablolarla her biri.
Satılan her müstamel eşya,
alıcı bekleyen her tozlu tablo
ve köşede seyire hasret her biblo
dinamikleştirir bilinç ötemin derinliklerini.
Eskimiş eşyalar mı bit pazarının kaynağı,
eskiyen ben mi?
Kayıt Tarihi : 9.4.2010 12:48:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Salim Çelebi](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/04/09/bit-pazari-11.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)