Ağzımda bir küfür
sözlerimde çürük bir temenni gezer
içimde gölgeler nefer
gerçeğin aynalarından kaçan ışıklara
doğru akın akın süngü taşır
sehere yaklaşan alaca meydanlarında
Zift karası kokuşmuş
Duygunun içinde örtüsüz
Üşüyor bir yanılgı
Kıpırtısız yaprak yazın içinde soğuk
Boğulmuşum
Ellerin boğazımda kalmış
yutkunur yanılmışlık
yutar kubbeli kandilleri
mayalanmış karanlık çöker
katılaşırken aydınlık
yozlaşmış beyinlerle dolar heybem
duru çehrelere bakarken özüm
Yükselir güneş
hayatın yüksek raflarında duran
tozlu değerlerini alçaltarak
sen serseri ruhum
bir keşmekeş yol, senle savrulduğum
uyanma, yalnız çekilmez bu rüya
savrul yanımda o bilinmez sonsuza
Direnmek vadedilmiş hayatın
zehir ötesi sınırlarına
panzehire minnetsiz
tükürmek zehrini ağzından
birikmişlerde yalpalanmadan
bir tutam tutku kördüğüm sebebi
tiril tiril devrilir gider giz
sınırları sakatlamış bıçak yırtığı
DUYGULAR
koşuyorsa şehvetin ıssız kollarına
tenhanın verdiği azgınlık zehirli sarmaşık
gecenin kirpiklerine sürme ağır karanlık
gönül dilinin kemiği yok
sevdaya giren kalpler
kalbe giren sevdalar
Sırrımı tüketir zaman
Sen döndüğünü sanarsın bana
Asıl o zaman gitmiş olursun
Git şimdi
Seçkin acılar bıraktın
Bir duvardı bu çivilendim
Bıraktığın sahnenin tablosunda
Ölmüş tonu sarının yakmış bir kırmızı
Kurumuş denizler mavisi
Kasvetin ağaçları ölümün yamaçlarında
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!