Birlikte Yaşama Cömertliği - Garib Çoban

Birlikte Yaşama Cömertliği - Garib Çoban

Bazen bakışlarım kendime çevrilir.
Zannediyor musun ki, benim kendimden haberim vardır?..
Sevgili bir tanedir, fakat önüne, kendisine bakmak için binden ziyâde ayna koymuşdur.
Kendinizi mutsuz edecek sorunlar bulmaya bayılıyorsunuz.
O aynaların her birisinde aynanın sırrına ve temizliğine göre kendi yüzü görünmektedir.
Karşılıksız sevgi sizi dünyada eşsiz kılan sırları saklıyor.
İnsan, putlarıyla kendinden kaçmaya çalışır.
Ve bunu elindeki her türlü yolla yapar.
Uyuşturucu, alkol veya yalanlar.
Kendine çekilemediği için kendini gizler.
Yalanlar ve yanlışlar ona birkaç dakikalık rahatlık verir.
Kimseyi ruhunla kucaklaşmaya zorlama, sevgi din gibidir, onda da zorlama yoktur!..

Ey mukaddes hareminde kendi kendine can olan sen!..
Âlem seninle peyda olduğu hâlde sen görünür değilsin!..
Biz ve sen Tekiz ayrı değiliz.
Ama benim sana ihtiyacım olduğu hâlde, senin bana ihtiyacın yokdur!..
Hayatımızı şu şekilde geçiriyoruz!..
Sahip olmadığımız şeyleri istemek.
Bir şeyi yapmak zorunda olduğunuz sürece, bu sizin göreviniz olduğu için yaptığınız işi sevmiyorsunuz demektir.
Sevgi varsa, görev ve sorumluluk yoktur.
Sahip olduklarımızı kaybetmekten korkmak.
Sahip olduğumuz şeyleri özlemek.
Arzularımızın peşinden gittiğimizde onlara bağlanırız.
Kimseyi ruhunla kucaklaşmaya zorlama, sevgi din gibidir, onda da zorlama yoktur!..

İnsanların asla bıkmaması gereken şeyler vardır.
Nezaket, karşılıksız sevgi, vefa, iyilik ve alçakgönüllülük.
Bunları bu zalim dünyada, bu kadar çok soğuk ve gururlu insanın arasında bulmak kolay değildir.
Her zaman huzursuz, daha fazlasını ve daha iyiyi arayan.
Ama durum daha da kötüye gidiyor.
Fâni olan şeyin rahatından ümidimizi kestik.
Fakat bâki olan şeyin devletine de erişemedik.
İnsaf et ey aşk, bunların hangisi daha güzel ve zerafetle yürür?..
Senin teheccüt vakti doğan, cihanı aydınlatan gece güneşin mi?..
Yoksa, şems vakti gelen benim cihanı gezen, gönül Maidem ay’ım mı?..
Kimseyi ruhunla kucaklaşmaya zorlama, sevgi din gibidir, onda da zorlama yoktur!..

Mutluluk dışarıdan gelir.
Birbirimizden ayrıyız.
Şeyler sonsuza kadar sürecek.
Sadece sürekli isyan edenler gerçeği keşfeder, uyum sağlayan, bir geleneği takip eden adam değil.
Sadece sürekli sorguladığınızda, sürekli gözlemlediğinizde, sürekli öğrendiğinizde gerçeği, Tanrı'yı ​​veya sevgiyi bulursunuz.
Yeni kelimelerle, çekimlerle, anlam alanları ve anlayışlarla dolu bu özel dilin yalnızca iki konuşmacısı var.
Ayrıldıklarında ölmeye başlar.
İkisi yeni ortaklar bulup icat ettiğinde tamamen ölür.
Sen kalabalıklar içinde yalnız, ben yalnızlığımda hayalinle kalabalık.
Kimseyi ruhunla kucaklaşmaya zorlama, sevgi din gibidir, onda da zorlama yoktur!..

Şeyler de ölür.
Nesnelerin ölümü önemli.
Çünkü maddenin yok oluşudur.
Özgürlük, putperest toplumun kalıbının dışında yatar.
Ancak bu kalıptan kurtulmak için onun bütün içeriğini, yani kendi zihninizi anlamak zorundasınız.
Yaşam boyu yanımızda olan, yanımızda olan mütevazi mesele yerine getiriliyordu.
Ancak söylenen her şeyin söylenmeyenlerle çeliştiği, olumsuz ve olumlu sayfaların arasında ortaya çıktığı bu kitabı nasıl okuyacağınızı bilmelisiniz.
Birinin seni bir yerlerde beklemesi hayatın tek anlamı ve tek başarıdır.
Kimseyi ruhunla kucaklaşmaya zorlama, sevgi din gibidir, onda da zorlama yoktur!..

Ey canını cismi için yakan!..
O gün, ne mal fayda verir, ne de evlât!..
Ancak Allâh’a kalb-i selîm tertemiz bir kalp ile gelenler müstesnâ!..Şu’arâ, 88-89)
Bir aynadır gönül Hakk’ı gösteren.
Ey gönlümün ahiretliği, senin aynan bulanık acep neden?..
Aynan aydın olsun istersen ey dil!..
Tevhîddir onun cilâsı bunu böyle bil.
Varlığın aynası nedir? ..
Varlığın aynası yokluktur.
Deneyimlediğin her şey kendi yaptıklarının sonucudur.
Başkalarını suçlamak, kendini rahatlatmanın beyhude bir yöntemidir.
İçerine bak ve kendini düzelt!..
Kimseyi ruhunla kucaklaşmaya zorlama, sevgi din gibidir, onda da zorlama yoktur!..

Ey Hak âşığı!..
Eğer ahmak değilsen, Hakk’ın huzuruna yokluk götür.
Mârifet, kesretten vahdete intikâl edebilmek ve Hakk’ın rengine boyanabilmektir.
Göklerdeki bulutların, deryâlardaki suların kendi renkleri yoktur.
Onları renkten renge koyan, semâdaki Güneş’tir.
Sen de nefsânî arzulardan sıyrıl, yokluğa, yani hiçliğe er!..
Zira her ilâhî tecellînin kemâli, hiçliğe vâsıl olduktan sonra başlar.
Teheccüt vakti bilmeden yaşamış, şems vakti ölmeden bitmişler gördüm.
Kimseyi ruhunla kucaklaşmaya zorlama, sevgi din gibidir, onda da zorlama yoktur!..

Kendinde bütün dünya yatar.
Eğer nasıl öğreneceğini ve nasıl bakacağını bilirsen.
Kapı oradadır, anahtar senin elindedir.
Dünyada hiç kimse sana anahtarı veremez.
Veya sana açılacak kapıyı gösteremez, senden b/aşka.
Hayatın günlük mucizelerine karşı kalbinizi hayretle dolu tutmaya çalışın.
Acılarınız da sevinçleriniz kadar hayrete değer görünecektir.
Kişi hayatını mevsimlerin geçişine göre düzenlediği için.
Kalbinin mevsimlerine zorluk çekmeden nasıl boyun eğeceğini bileceksin.
Elli yaşında artık kısıtlamalara dayanamıyorsun.
Kimseyi ruhunla kucaklaşmaya zorlama, sevgi din gibidir, onda da zorlama yoktur!..

Elli yaşında hiçbir şeyi kanıtlama arzun yok. Siz, olduğunuz kişisiniz!..
Yaptığınız şeyler ve hâlâ yapmak istediğiniz şeyler.
Başkaları beğenirse harika, aksi halde aynı.
Elli yaşında çocuğunuzun olup olmaması önemli değil.
Her halükarda annenin, babanın, yalnız kalan teyzenin, köpeğinin ya da sokaktan aldığın bir sokak kedisinin annesi olacaksın.
Ve eğer bütün bunlar orada değilse, kendi annen olacaksın.
Çünkü yıllar geçtikçe, sonunda sevdiğiniz vücuda bakmanız.
Başkalarının gözünde giderek daha kusurlu hale gelmeniz öğretilecek.
Kimseyi ruhunla kucaklaşmaya zorlama, sevgi din gibidir, onda da zorlama yoktur!..

Dolabın yarısının doğru boyutta olmaması kimin umurunda?..
Önemli olan ayağa kalktığınızda sırtınızın çok fazla gıcırdamaması.
Elli yaşında özgürlük istiyorsun.
Hayır demekte özgürsün, tüm Pazar günü pijamalarınla ​​kalmakta özgürsün, başkaları için değil, kendin için güzel hissetmekte özgürsün.
Tek başına gitmekte özgürsün!..
Seni sevenler senin temponda kalacak, başkalarını umursamayanlar ise kendi tempolarında.
Belki de kendini geliştirmek cevap değildir.
Belki de kendini yok etmek cevaptır..
Kimseyi ruhunla kucaklaşmaya zorlama, sevgi din gibidir, onda da zorlama yoktur!..

Karşılıksız sevmeyi bilmeyenlere ruhunuz hakkında çok fazla şey anlatmayın!..
İşte tam da bunu bekliyorlar.
Trafik ışıklarında insanlar size baksa bile arabada yüksek sesle şarkı söylemekte özgürsünüz.
Yirmili yaşlarınızdayken olduğu gibi hayalleriniz olacak.
Ve her tanrıdan bu hayallerin tekrar gerçekleşmesi için zaman isteyeceksiniz.
Ve şimdi, koşuşturma içinde, hayatınızın yarısını yemişken, sizi bekleyen günlerin şekerini, tuzunu yavaş yavaş tatma isteği duyacaksınız.
İyi olmak, kendinle uyum içinde olmaktır.
Kimseyi ruhunla kucaklaşmaya zorlama, sevgi din gibidir, onda da zorlama yoktur!..

Belki de ne ilk, ne son, ne de tek olacak. Senden önce sevmişti ve belki yeniden sevecek.
Ama seni şimdi seviyorsa gerisinin ne önemi var?..
Eğer içimizde teheccüt vakti cenneti bulamadıysak.
Şems vakti bu kadar putperest arasında kendimizi bile bulamayacağımız kesindir.
O olmadan, O mükemmel değil.
Ve ne de, aşk.
Ama eğer sizi en azından bir kez güldürebilirse.
İki kez düşündürebilirse!..
Ve hatalarıyla kendi insanlığını kabul ettirebilirse.
O zaman ona sadık kalın ve ona en iyisini verin kendinizi.
Basit zevkleri severim; onlar karmaşık insanların son sığınağıdır.
Kimseyi ruhunla kucaklaşmaya zorlama, sevgi din gibidir, onda da zorlama yoktur!..

Size şiir okumayacak, her an sizi düşünmeyecek.
Ama size kendisinin kırılgan olduğunu bildiği bir parçasını verecek.
Onu incitme, onu değiştirme ve onu değiştirme.
Beklemeyin, onun verebileceğinden fazlasını vermeyin.
Akıllı karşılıksız seven bir adam veya kadın için hayat sonsuz derecede gizemli görünür.
Ama putperest aptalların her soruya bir cevabı vardır.
Herkesin maske taktığı, dünyada.
Karşılıksız sevmek, bu bir ayrıcalıktır.
Bir ruhu görebilmek kendine gitmektir.
Sizi mutlu ettiğinde anlamaya çalışmayın, sizi sinirlendirdiğinde bağırmayın ve o olmadığında onun yokluğunu hissedin.
Mükemmel insan yoktur.
Ama sizin için mükemmel olan biri vardır.
Kimseyi ruhunla kucaklaşmaya zorlama, sevgi din gibidir, onda da zorlama yoktur!..

Karşılıksız sevmek için yola düşersen, sana yol açarlar.
Dünyalık putlarla yok olursan, seni varlığa ulaştırırlar.
Ya deli olduğumu anladım, ya da dünya çıldırmıştı.
Ve ben dünyayı değil, karşılıksız sevenleri seçtim.
Ve tabii ki, bu kadar dünyaperest arasında haklıydım.
Karşılıksız sevenlerin hepsi sevgide ölüm cezasına çarptırıldı.
Ve cezaları süresiz olarak ertelendi.
Kimseyi ruhunla kucaklaşmaya zorlama, sevgi din gibidir, onda da zorlama yoktur!..

Bismillah deyip düştük yola amma umarız ve dileriz ki bu satırlar.
Körler çarşısında ayna satma, sağırlar çarşısında gazel atma!.. nasihatine muvâfıktır.
Ermişlerdir gelenler bizden evvel.
Kulak âşık olmuş gözden evvel.
Teheccüt vakti bilinmeyenle karşılaşmak için, şems vakti putları kırmalı.
Bir gün aşk, almaktan çok vermek isteyen biri olarak karşınıza çıkacak.
Felek bir gün cana gidelim dediğinde size ne düşecek.
Kimseyi ruhunla kucaklaşmaya zorlama, sevgi din gibidir, onda da zorlama yoktur!..

Birkaç çalkantılı günde geçmişe dair anıların, suçlamaların çağı.
Ve yeni sorunların birbirine karıştığı bir kimliksiz iç içe geçmiş kişiliksiz kişilerin putlarına kavuşması.
Dünyanın ahlaka aykırı olarak nitelendirdiği sevgiler.
Dünyaya kendi utancını gösteren putperest insanlardır.
İnsan mutlu olduğunu bilmediği için mutsuzdur.
Sırf bunun için.
Hepsi bu, hepsi bu!..
Kim bunu öğrenirse, o anda mutlu olur.
Kimseyi ruhunla kucaklaşmaya zorlama, sevgi din gibidir, onda da zorlama yoktur!..

Sevgili, orada değildin, onu görmedin dedi.
Bir insanın sevgisiz kendini putlarıyla diri diri yakmasına izin vermesi için.
Hayal edemeyeceğimiz bir şeyler olmalı.
Bir şeyler olmalı.
Hiçbir şey için ölmezsin.
Ve o zaman aşkın neden nadir olduğunu anlayacaksınız.
Çevremdeki şeylerin çoğunun saçma olduğunu kabul ediyorum.
Ama muhtemelen henüz anlamadığımız şeylere bu ismi veriyoruz.
Gözlerine baktığımda, gökyüzüne baktığımda olduğu kadar yüce düşüncelere kapılıyorum.
Hepimiz çok yalnızız, hepimiz çok korkuyoruz.
Hepimizin var olmayı hak ettiğimize dair dışarıdan onaya ihtiyacı var.
Yeter ki sen üzülme ben giderim.
Kimseyi ruhunla kucaklaşmaya zorlama, sevgi din gibidir, onda da zorlama yoktur!..

Düşünürsen mazi öldü, akıbetse daha doğmadı.
Yaşayan sadece şu an!..
Bir şey yapacaksan şu an, başlayacaksan ya da vazgeçeceksen tam da şu an.
Zamanda her şey ölü, sadece an yaşıyor; yaşayacaksan şu an.
Şimdi anladın mı, ben olmanın nasıl bir şey olduğunu?..
Ve bu, karşılıksız sevenlere bir aşk ilanı gibi görünüyor.
Yoku vara, varı hiçe gömerek her solukta bir Huuu der gam yakar geçerim, vesselam
Kimseyi ruhunla kucaklaşmaya zorlama, sevgi din gibidir, onda da zorlama yoktur!..
(Y.ed - Makam-ı Aşk Albümü)