Bir gün Şansınız Dönebilir-hikaye

Menekşe Gülay
848

ŞİİR


27

TAKİPÇİ

Bir gün Şansınız Dönebilir-hikaye

Bir gün Şansınız Dönebilir-Hikaye

Senelerdir piyango bileti alırdı. Amorti bile nadir çıkardı. Yine bilet almıştı.Akşam çekilecekti. İçinde değişik bir huzursuzluk vardı. Anlayamıyordu bir türlü. Bana nereden çıkacak diyordu Serpil. Ama akşam olduğunda hiç ummadığı bir durumla karşılaştı. Televizyonda en büyük ikramiye tv.de yazılmıştı bile.
-Olamazzz. Çıktı işte. Hemde büyük ikramiye.
Büyük bir heyecan içerisindeydi. Ne yapacağını ne düşüneceğini bilemez haldeydi.
-Ben bu parayı nasıl harcayacağım. Ağabeyim demez mi nereden buldun diye.
Piyangodan çıktı desem. Cadı yengem ve onun yetiştirdiği iki yeğenim sanki bana düşman. Hiç sevmezler beni. Ağabeyime söylesem ağzında laf durmaz ki hemen söyler. Bankaya koysam ellemesem.
-Yok olmaz. Ya yarın ölürsem. parayı harcamadan ölmek istemem.
-Of yaaa. ne yapacağım ben. En iyisi arkadaşımın kuzeni avukat ona gidip
akıl danışayım. Şimdi uyumalıyım. Nasıl uyuyacağım ben.
derken uykuya daldı Serpil.
-Allah Allah ben biraz önce uyumuyormuydum. burada ne işim var.
Bir ormandaydı. Her taraf zifiri karanlık önünü bile göremiyordu. Soğuktu.
Üşüyordu. Bir ses geldi birden ürperdiğini hissetti.
-Gellll. Gellll.
-Buda ne. Kimsiniz. Cevap yoktu.
Yine aynı ses.
-Gell. Gell.
Elinde değildi bir güç onu sesin geldiği yöne sürüklüyordu.Önünü görmeden gidiyordu. Ne kadar gittiğini o da bilmiyordu. Tek hissettiği üşüdüğü ve korktuğuydu. Aniden karşısında beyazlar içinde yaşlı bir adam belirdi.
Serpil birden bayılacağını hissetti.
-Korkma kızım. Benden kötülük gelmez.Sana diyeceklerim var.
Ani kararlar verme. Parayı bankaya koy ve düşün. Ani kararlar seni yanlışlara sürükler..Yengen ve yeğenlerine de hep iyilik yap. Bir gün onlarda senin gibi
İyi biri olsunlar. Senin ağabeyinden başka kimsen yok. ona söyle. Sana
yardım edecek. der demez yaşlı adam kayboldu.
-Nereye gidiyorsunuz. Ben yolumu nereden bulacağım şimdi. Korkuyorum.
Üşüyorum. Allahım bana yardım et der demez uyandı Serpil. Sabah olmuştu.
Ter içerisindeydi. Rüyaymış meğerse dedi.
Kendine ait küçük bir dükkanda hediyelik eşyalar satıyordu. babadan kalma
evde de oturuyordu. Evlenip ayrılmıştı. Kazandığı da ona yetiyordu.
Ağabeyine çok düşkündü ama yengesi yüzünden onlara da bayramdan bayrama gidiyordu.
-En iyisi birkaç gün bir şey yapmamalıyım.. Düşüneyim. Yaşlı adamın sözlerini dinlemeliyim. Bakalım neler olacak.
Hemen kahvaltı bile etmeden parayı tahsil etmek için bankaya gitti. Çok şükür para emniyetteydi artık.
-Biraz düşünmeye ihtiyacım var dedi. Deniz kenarına doğru yürüdü ve bir banka oturdu. Deniz harikaydı. Sanki bütün negatif düşünceleri kayboluyordu.
Dalıp gitmişti denizin sonsuzluğuna, hipnoz olmuş gibi hissediyordu kendini.
Birden bir kızın ağlama sesiyle kendine geldi.
-Ne oluyor.
Yandaki bankta bir kız ve erkek sarılmışlar birbirlerine ağlıyorlardı.
-Allah Allah neden ağlıyor bunlar diyerek kulak misafiri oldu.
Kız şöyle diyordu.
-Ben senin annenlerle oturmam. Sen de benim ailemle yapamazsın. Ne olacak bizim halimiz evlenemeyecek miyiz biz.
Birden aklına dede geldi.
-Kızım her zaman iyilik yap. Bir gün elbet bu iyiliğin karşılığını görürsün
Hemen yandaki banka doğru yürüdü.
-Merak ettim neden ağlıyorsunuz. Benimle paylaşmak istermisiniz?
-Sizi tanımıyoruz ki.
-Olsun tanışalım o zaman. Ben Serpil.
-Bizler de Elif ile Kenan.
-Belki yardımım dokunur sizlere dinliyorum.
-Kız hıçkırıklar içinde, anlatmaya başladı.
-Serpil hanım. Biz nişanlıyız. Evlenmek istiyoruz. Kenan üniversiteyi bitirdi askerliğini yaptı. Yeni bir işe girdi. Ailemse benim çalışmama izin vermiyor. Yoksa ikimiz de çalışsak belki evimizi tutar geçinebiliriz.
-Anladım canım. Çok üzüldüm.
Aniden aklına bir fikir geldi Serpilin.
-Sizlere bir önerim var. Yalnız bana bir hafta müsaade. Bu bir hafta içinde siz de evlenmek için müracatınızı yapın ve gününüzü alın. Haftaya bugün burada buluşalım. İnanın her şey sizlerin istediği gibi olacak..
-Ama siz bizleri tanımıyorsunuz neden iyilik yapacaksınız dedi Elif.
-Bilmem sizlerin durumuna üzüldüm. Her ihtimale karşı size kartımı da vereyim. Ama haftaya bu saatte buradayım. Siz de burada olun. Ben gideyim şimdi. Bazı işlerimi bir haftaya kadar halletmem gerek. Şimdilik iyi günler.Görüşmek üzere.
Serpil düşüncelerle yürümeye başladı. Ağabeyinin çalıştığı yere gidecek ve ona anlatacaktı.Bir taksiye bindi. Yarım saat sonra bir giyim mağazasının önündeydi. Ağabeyi burada muhasebe müdürüydü.Kız kardeşine ailesinden kalan evi oturması için vermişti. Kendisi kirada oturuyor ve aldığı maaşla geçinmeye çalışıyordu. Adnan Serpili görünce şaşırdı.
-Hayrola Serpil sen bu saatte burada. Bir şey mi oldu?
-Yok her şey yolunda. Seninle konuşmam gerek. Hadi çıkalım baş başa bir yemek yiyelim.
-Bu saatte olmaz işlerim var.
-Olmaz kesinlikle seninle konuşacaklarım var. İnan ki acil.
Adnan merak etmişti. Kardeşinde değişik bir hal vardı. Anlam veremiyordu.
-Tamam canım haber vereyim çıkalım. Sen iki dakika otur geliyorum.
Adnanla Serpil bir kebapcıya girdiler.Siparişlerini verdiler.
-Merak ettim neler oluyor anlatsana.
-Ne oldu abi biliyor musun.
Ne oldu canım anlat. Vallahi öldüreceksin beni.
-Ama şok geçirme sakın. Söylüyorum bak.
-Tamam Serpil söyle artık.
-Piyango bileti almıştım. En büyük ikramiye bana çıktı.
-Çok komiksin. Ama sen bana yalan söylemezsin. Gerçek mi.
-Evet.
-İnanamıyorum. Harika bir şey bu. Artık beni de görürsün.
-Tabi canım.İki katlı bir mağaza alacağım. orayı sen işleteceksin. Ama ortak olacağız.
-Tamam canım ya. Sevindirik oldum. İnanamıyorum. Bana yardım et abi.
Yarın gidip iki daire alalım. Birinde sen birinde de ben oturacağım. Birer de
araba...
-Rüya mı bu. Olamaz. Hadi yengene gidip haber verelim.
Birden yengesinin ve yeğenlerinin kendisini hiç sevmedikleri aklına geldi.
İşte kapının önündeydiler. Zile basıyorlardı. Kapıyı yengesi açtı. Anında suratının değiştiğini farketti Serpil. Canı sıkılmıştı yine..Soğuk bir şekilde.
-Buyrun bakalım.
-Sana güzel bir haberimiz var Ayşe.
-Hayrola ne haberiymiş bu
-Girelim içeri de anlatalım.
İki yeğeni de gelmişti. hoşgeldin bile demiyorlardı. Halasından ne kadar nefret ettikleri belliydi. Serpilin sinirleri bozulmuştu. Kendini tutmasa ağlayacaktı.
-Serpile piyangodan büyük ikramiye çıktı. onu haber vermeye geldik.
Anında yengesinin buz gibi yüzü sevince boğulmuştu.
-Artık bize de bir daire alırsın. Senelerdir biz sürünüyoruz sen babadan kalma evde oturuyorsun.
-Tabii yenge yarın erkenden size gelip hem size hem de bana birer daire alacağım.
Anında değişmişti yengesiyle çocuklar. Öpücüğe boğmuşlardı Serpili.
-Halacığım bana bilgisayar alır mısın?
-Bana da.. bana da diyordu küçüğü de.
-Tamam çocuklar evimiz ve iş yerimizi halledelim. Ne isterseniz alacağım.
Büyük bir sevinç yaşıyorlardı ailecek. Serpil de bu sevince kaptırmıştı kendini.
Evler ve iş yeri alınmıştı. Çocukların istedikleri de olmuştu. Serpili yere göğe koyamıyorlardı. Hiç böyle mutlu olmamıştı Serpil.
-Paranın gücü bu demek ki diye düşünüyordu. Haftada gelmişti.Yarın Elif ve Kenanla buluşacaktı.
Buluştukları saatten erken gitmişti. Deniz kenarında aynı bankta oturuyordu.
-Çok mutluyum diye düşündü. Birde bu gençleri evlendirebilsem.
İşte geliyorlardı.
-Merhaba Serpil Hanım
-Merhaba Elif.Merhaba Kenan. Nasılsınız? İşlerinizi hallettiniz mi?
-Evet dediler birlikte. Ne yapacağız şimdi. Soran Elif ti.
-Şimdi benim eve gidiyoruz. Arabama binelim on dakikada evdeyiz..
-Neden? bu sefer Kenan sormuştu merakla.
-Gidince sizlere anlatacağım.
Arabayla güzel bir apartmanın önünde durdular.
-Hadi inelim geldik.
Serpil önden yol gösteriyordu. İkinci kata çıktılar.Daire kapısını açtı.
-Hadi girin içeri çekinmeyin. Bu daire de siz oturacaksınız. Yalnız bir şartım var. İki seneliğine.. O arada benim iş yerinde Elif çalışacak Her ay toplanan para yarıya bölünecek.Ve ikiniz para kazanıp bir ev alacaksınız. Tabii ben yine size yardım edeceğim.
İnanamıyorlardı. Nasıl olur diyorlardı.
-Oldu bile dedi Serpil. Alın anahtarı ben kendime ait eşyalarımı aldım Düğün ne zaman bakalım.
-İki gün sonra dedi Kenan.
-Ama nikah şahidiniz ben olacağım. Sizleri Bursa ya Uludağa iki günlüğüne balayına götüreceğim. Fazla kalamayız. İş yerini kapalı tutamam.
-Tamam Serpil Hanım. Siz olmasanız biz ne yapardık.
Güzel bir nikah töreni olmuştu. Serpil çok mutluydu. Büyük bir huzur vardı yüreğinde.
O akşam uykusunda yine ormandaydı. Dede karşısındaydı. Artık korkmuyordu.
-Kızım bu güzel iyiliğinin karşılığını verecek Yüce Yaradan. Yakında hayırlı bir kısmet çıkacak karşına ve evleneceksin. Çok mutlu olacaksın. Ama hiç bir zaman iyilik yapmaktan vazgeçme.
Uyanmıştı. Kim çıkacak karşıma diye merak ediyordu. Ama içinde ki huzur bir başkaydı ve hiç bir şeye değişmezdi.

Menekşe Gülay
Kayıt Tarihi : 9.12.2006 01:21:00
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Murat Hakan Anday
    Murat Hakan Anday

    Mis gibi kokuların geldiği, dünya güzeli bir hikayenin kapısındayım. Sanki bir rüya sahnesiymiş gibi geldi.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Menekşe Gülay