kapılarını kapamış sonsuza kadar
anahtarı en derin kuyuya atmış bulunmasın diye
camdan sızan ışıkla yetinmiş
orda dışarıda bir dünya var
kirlenmiş, kirletilmiş
Hayat
Baktığın pencere
Bakışının açısını
Yüreğinin yansımalarını sunuyor
Gerçek
Bir el uzansa karanlığın içinden
Açsa avuçlarını
Sunsa yüreğini
Sorgusuz sualsiz teslim etse
Alıp yüreğinin ta içine
Işık görmemiş
Bir can taşıyor
Yükü ağır, hemde çok ağır
Vakit gelip çatmış
Dişleri birbirine kenetli
Sessiz, sedasız
Çığlığını gömmüş içine
Yine yasa büründü kelimeler
Simsiyah düşünceler
Satırlarda raks ediyor
Kalem sitemler yüklüyor cümlelere
Tükenmez denen, tükeniveriyor
Sırların gizeminde
Sabah olunca güneş benim için doğardı
Göz kırpardı küçücük penceremden
Isıtırdı
Gecenin soğuk ve karanlık yüzüne inat
Çekerdi beni içine
Bulutlara yazdığın acıların
Rüzgara saldığın umutların
Atmosferde demlediğin
Delinmemiş tüm yasakların
Bak şimdi yağıyor üzerine
Faili meçhul hayallerin sağnağından
İlk değil ağlamam
büyüsü bozulan zamanın ardından
evet bu ilk değil
bölünen uykularıma rağmen
içimdeki çocuğa sarılmam
masum değilim
Sustum.
Kelimeler ağır geliyor
Anlamını yitiriyor maskeler karşısında.
Dilim lal oldu.
Yoruldum.
gece
örtüsüne bürünürken düşünceler
karanlığı yırtan sessizlik
sis perdesi gibi aralanıyor
güneş kadar sıcak gülümsemen
ışık ekiyor karanlıklarıma
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!