Taş atılarak kaçırılmak istenen bir köpeğin hüznüyle akan gözyaşında saklı benlikten oyulu derin sanrı.
Bir bakıma, bakılacak gibi değil ayaküstü cilveleşen kuşların ahenkle dansı.
Çünkü, kıskanır insan kendinden üstün görünen doğadaki her etten canlıyı.
Bir başkasının dediğine boyun eğince, kaşlarını aldığında kendinden iğrenen kadın gibidir ıslahatı.
Grip gibi salgındır hastalığı.
Trip gibi bayatlamıştır sıradanlığı.
Briç gibi oynanmıştır üstünde kıllı kumarlığı.
Sevgilim, bir günün ortası şimdi
Taşıtlar hızla gelip geçiyor, her yer kalabalık,
Ben seni düşünüyorum bir bodrum kahvesinde
Uzat bana uzat ellerini
İzinli askerler görüyorum, kırıtarak yürüyen işçi kızlar
İstanbul her günkü yaşantısı içinde, uğultulu,
Devamını Oku
Taşıtlar hızla gelip geçiyor, her yer kalabalık,
Ben seni düşünüyorum bir bodrum kahvesinde
Uzat bana uzat ellerini
İzinli askerler görüyorum, kırıtarak yürüyen işçi kızlar
İstanbul her günkü yaşantısı içinde, uğultulu,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta