birazdan bir adam
o iş bildiğin gibi değil
bak anlatayım diyecek yaklaş on sekiz yaşıma
ne arzu bilir kendini koleraya yatınca
ne hülya tutarsız bir ateş
ne de gövdesi esmer bir kapı çıkmıyor karşıma
açılmaz oluyorum adı bahtiyar olan arkadaşlara
birazdan bir adam
birazdan bir adam kıl payı bir saadetle
((orta sınıf aşklara muhayyer bir adam))
elinde sefer tası işine gidecek
açlık tokluk değil karşı kaldırıma geçsin hayat
yardım etsin birisi iyi bir ahlak gösterisi bu hayat
çay simit provası yapanlar karşı kaldırıma
içimdeki kalabalığa karışmasın insanlar sıkışmayalım lütfen
iri başlar kuaförden yeni çıkmış kadınlar karşı kaldırıma
birazdan bir adam
babamın aksanıyla biz sana demiştik kürsüsünden
şurası çıyan kuyusu şurası Salı pazarı şurası trafiğe kapalı diyecek
düşme düşeceksen düşünme düşeceksen
birazdan bir adam
aslında oturduğu yerden kalkacak
ne de olsa nafile bir kalkış bu
ey eylül
sarışın deniz gidelim mi evimize
sonra devam ederiz ezberden gidelim şimdi
kambur bir duygunun sırtına binsek iyi
dolmuşa binmesek az kalsın seferi olsak
tuz alsak ekmek alsak abdest alsak
yalnızlığımıza çağırsak üç beş kelimeyi az yesek o gece ve
sonsuz bir mekanda ağırlasak sevgiliyi
birazdan bir adam
yanındaki adama kıyağından bir yalan çekecek
bendeki kibir yetersiz böylece
gidersek o kırkını geçmiş şapkaların parkına
senin gururundan yer içer
zil zurna şebeklik ederiz bütün gece
kafasından sesler gelen bir adam
bırakacak birazdan elindeki anahtarı
olmuyor eskimiş bu şarkılar kardeş
ya unutmalı bu acıtmıyor artık ya bu
ya da iyi halden giyimli bir eğlence olsak kendimize
birazdan bir adam
kim olduğunu işaretleyecek
düşkünlerin düşüp kalktığı noktalara
dökerek içindeki aşkların kömür kovasını
beyaz et konserveleri kırmızı kemik kırıntıları
birazdan bir adam
kendi doğum günü partisine gidecek
çok çizgili duygular giyinerek
kim olduğunun fotoğrafları arasından
şu benim saçları asi olan saçlarına üfleyerek
itibarını parmaklarıyla sayan işte o
şu filanca beyin pahalı kazağı
hemen yanındaki yine benim
birazdan bir adam
belediye otobüsünde görünecek
yüzünü yaslayarak geçmiş günlerin soğuk aynasına
son durak yolcusu o
çehresini geçtiği yollara duraklara
çehresini reklam panolarına duvar yazılarına işaretleyerek
birazdan bir adam
sokağın yüzüne tükürecek
içindeki kuyuların tortusunu karısının eş dost makyajını
hakem hatalarını kırmızı ışıkta geçen arabaları
birazdan bir adam
zorlama
bırak gitsin
acıtma kolunu bırak gitsin diyecek
almak yada anlamak üzere KABİL’ dir o
Kayıt Tarihi : 27.10.2009 21:58:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

durup dururken eylülü getiren bu sözler de ne..
@..
kırdım kalemi /
evrildim
ve sustum /
üstümüzde kaldı evren... /
Habil'i Kabil'e vurdum da /
öptüm acıyan yerlerinden.../...' (Naime Erlaçin)
TÜM YORUMLAR (26)