Fakiiiiir Haus Gereteeeee... Yok ya bu fakir değildi bizim edebiyatını yapacağımız fakir... Fakir Edebiyatı bu nasıl yapılır ki? Yok işte adamlarda... Aslında herkes de birbirine göre az ya da çok fakir... Rahmi Koç'a göre Eczacıbaşı az fakir... Eczacıbaşına göre beş fabrikası olan kodaman da biraz fakir... Beş fabrikası olan kodamana göre iki fabrikası olan daha fakir...
Ben de sobalı ev de oturdum oniki yaşına kadar... Bir de sobalı ev de oturup da odun kömür alamayanlar vardı mutlaka.... Onlara bakıp da halimize şükretmek gerekir diye düşünüyorum... Babamın gençlik zamanlarında Hacı Murat'ımız vardı, hani şu Tofaş'ın ilk arabalarından... Ama bir de Mersedesi olanlar vardı tabi ki... Kıskandık mı? Yok canım, niye kıskanalım ki?
Bana sene de bir çift ayakkabı alırdı babam, bir yazlık bir kışlık elbise, tabi bir de okul elbisesi alınırdı. Altı yedi kardeş olup da birbirinin elbiseleri ile ayakkabıları ile önlükleri ile, çantaları ile okullarına giden bir dolu kardeşlerimiz vardı... Belki gaz lambasında ders çalışırlardı ama, sınıflarınında en çalışkanları olurlardı genellikle ...
Tereyağını, balı, Çikita Muzu bir çoklarımız resimlerde görmüştük o zamanlar... Siyah Beyaz Televizyonlar mahalleye geldiğinde herkes uzaydan bir yaratık gelmiş gibi etrafında döner incelerdi... Televizyonu olan evlerde akşamları toplanılır, hep beraber eski Türk Filmlerine salya sümük ağlanırdı ki selpak mendiller bile daha çıkmamıştı o yıllarda...
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta