Bu dem, yine ruhum bir yudum vuslat arar,
Bir yudum vuslat, bu yorgun bedene ne hoş düşerdi,
Ne çok yanmışım bu dem,
Köz bitti, ben ondan deva beklerim.
O denli bıkmışım ki dünyadan,
Vuslatı bal niyetine içecek kadar.
Gözlerim ufukların derinliğinde gezindi,
Dedem geldi aklıma,
O hep, boş hayallere kapılma sakın derdi,
Ağladığımı söylemiyorum bu kez,
Siz zaten, dertlerimi benden iyi biliyorsunuz,
Ben limanıma çekiliyorum,
Siz üzerime üzerime geliyorsunuz,
Dur demeye yok halim.
*
Ve yine, o eski sandık batar, nemli gözbebeklerime,
Sandığın içinde, dedemin bana son armağanı,
Alıp onu, var dedemin yanına gitmek ama,
Kabrinde ruhu, acı acı sızlamaz mı,
Paslı bir hançerdir, değen nemli boğaz altına,
Sahne sahne geçmez gözlerinden, masal onlar,
Geçecek, iki şey olur gözlerinde,
Birinin adı hüzün, diğerinin adı karanlık,
Bir ümitsizlik hançeridir, ruhundan kalbine saplanan,
Bitkin gözlerinin önünde azrail, tebessümle bekler,
Son sözü söyleyecek, dil de seçilmiştir artık,
Elveda,
Dedemden son bir af dileğim,
Bağışla beni dede,
Bir son sözdür, ömrüme son busesi konar,
Devrilirsin, ama öne ama arkaya,
Elinden ya düşer, ya düşmez nefes,
Canın durur, durur yaşam döngüsü,
İşte mühim olan, ya bunda sonrası...
Kayıt Tarihi : 9.11.2025 10:01:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!