Ne kadar uyumuştur bilmez Adam,
1 Gün ya da daha az belki de...
'Bir Asır geçti' der Gâibler'den bir Ses... 'Ekmeği'ne bak, taptaze,
Eşeği'ne bak, Ufalanmakta olan Kemikler'...
Hımar'dan geriye Semer kalmıştır,
Sawt-ı Merkeb Kitâb'ı yüklenememiş,
Tertil'i silkelerek atmıştır Sırtı'ndan...
Ya Ekmek?..
Ekmek, Umut'tur. Taptaze,
Bir Lokma, bir Hırka'sı olanlar'la Yol'a Rewân olur Uyanan Adam,
'Gündelik Ekmeğimiz'i bize ver ya Râb' der.
Haçı'nı Sırtı'na alan,
Kefeni'ni Sırtı'na giyen Müzzemmil-Müddessirler'le Sırat'tadır...
'Hani nerde, göremiyorum ' der Gözler'i Perde'li biri...
'Kral Çıplak' diyen bir Çocuk Sâfiyeti'nde olmak gerektir
Görebilmek için...
Duranlar, Ehl-i Wuqûf görecek'tir Yürüyen'i...
Kitab'la Yol Tutanlar'ı...
Görmek için Mekke'de olmak,
Mekkeli olmak gerektir,
Zeytin Dalı'na çıkıp İncir Yemek gerektir...
'Hurmalar'ım var taptaze,
İbrâhim Sofrası'ndan Hurmalar,
Mâide-i Tenwir'den Şaraplar...'
Bu Sesle yankılanır Sokaklar,
Mekke'nin Sokaklar'ı,
En Yüksek Desibel'den Çığlıklar'dır bunlar,
Medinesi'ne ERMİŞ Sağırlar'ın duymadığı Çığlıklar..
Işık ,Kimlik ve Çığlıklar...
Kayıt Tarihi : 31.5.2018 10:52:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!