Ağladıkça kanayan bir yağmur var içimde.
Ayakları birbirine dolanmış prangalarımın.
Kördüğümler bağlamış kuytularımda hüzünler.
Avazımda sustukça çoğalan vaveylalar
Adın dolaşır zulmün duvarlarında.
Kentin gözlerinde körlüğüm,
Cesedinden korkan bir ruh gibi yüreğim.
Adımız adını unuttuğumuz caddelerin
Ezberinde dolaşır avare avare.
Cüzamlı sevdaların ateşi ayrılığı konuşur.
Yalnızlıklar batık bir eylül gemisi gibi
Köpüklü şiirler fısıldar şairlerin kulaklarına.
Bulutlar ressam olup ıslatır yanaklardaki tuvalleri.
Rüzgâr hışırtılı ağaçların saçlarında
Uğultulu bir oyuna dalar.
Saklambaç oyunlarında gizlenir güneş;
Geceyi bağlayıp gözüne körebe olur.
Birbirini kovalar yapraklar hıçkırarak.
Ay sobelenir zifiri bir anın karmaşıklığında
Ve yıldızlar geçmişten bir masal anlatır
Çocukluğuna hasret yaralı bakışlara.
Uçurtmalara öykünür ayaklarım
Görünmez uçurumların kıyısında.
Her gece aynı saatte kelepçelenir yüreğim.
Parmaklarım diken olup kanar avuçlarımda.
Gözlerinden süzülen kuytu bakışlar
Kudüs yüzlü bir çocuk armağan eder
Gözlerinin yüzüme düşen yanlarına…
Yolların çıkmazlığı çıkar karşıma.
Ve kimliğini yitirmiş bir şehir kaybolur
Yüreğinin mim koyulmuş ıssızlığında…
Kayıt Tarihi : 19.1.2013 10:03:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!