Yürüdüm, yürüdüm... Yol bitecek sandım, bitmedi.
Yazdım, yazdım... Kalemimin mürekkebi bitecek sandım, bitmedi.
Çünkü öyle bir Rahman'ın kuluyduk ki;
Umutsuzluğa ve karanlığa düştüğümüz vakitte hemen bir ışık yakar kalbe.
En çaresiz zamanda çare, dertler dağ olduğunda da derman olur benliğe…
Hem yalnız bırakmaz ‘O’ kullarını, sever, çok sever…
Şah damarından daha yakın olandır ‘O’.
Rahman ve Rahim olandır ‘O’.
Vedûd ismi ile kalbimize dokunandır ‘O’.
Musâvvir olup varlığını ömrümüze nakış nakış işleyendir ‘O’.
İçin için yakarışımızın adıdır ‘O’.
El- Basîr.. görüyor seni,
Es- Semî.. duyuyor sessiz serzenişlerini,
El- Latîf.. dokunuyor işte ince ince kalbine..
İşte şimdi sıra sende!
Kovulmuş şeytanın şerrinden sığın O’na,
O’nun adıyla yine dök içini Rahman olana,
Kaldır ellerini,
Ve de ki; “B i s m i l l a h”
Avuçlarından tane tane dökülsün içinin amansız sükutu…
İşte buradasın.
Hayatın özü burası.
Şimdi göğsüne çöreklenmiş toz bulutlarını savurma zamanı,
Rıhtımına yanaşmış yalnızlığı silip, atma zamanı…
O’nunla kalabalıklaş!
O’nun adıyla dillendir sessizliğini.
Korkma! En merhametli olan ‘O’.
O’nunla konuş! Seni en iyi anlayacak olan ‘O’.
Derdine derman olacak olan ‘O’.
Kelimelerim tükenir, sözlerim biter diye korkma!
Ruhunu savur O’nun sevda rüzgârıyla,
Bütünleş içinde ki O’nun yakınlığıyla.
Doldur boşluklarını O’nunla.
Dost olan O.
Yâr olan O.
Yâren olan O.
Biraz hüzünlü, biraz umutlu, biraz da sevinçli dal O’nun derinlerine.
Dökmekten de çekinme gözyaşlarını.
İçinde, seni O’na kavuşmaktan alıkoyan her ne varsa gözlerinden akıp gitsin…
Damla damla dökül onun uçsuz bucaksız rahmet deryasına.
Temizlensin için O’nunla.
Sesine ses oldukça O, bulacaksın kendini korkma!
Çekinme O’ndan!
Eğ başını, sığın O’na.
İste ısrarla.
Sen iste, versin işte Mabûd.
Müsrifçe kullandığın ömrünü bırak O’nun rahmet kucağına…
O anda açılacak sana inşirah kapısı, meraklanma!
Sıkıca tutun O’na…
Rahmetiyle kuşatacak seni.
Dilinin ucuna gelip de, kelâm olamayan her ne varsa, anlat O’na.
Sıkılmadan dinler seni, hiç tasalanma!
Sonra teheccüd vaktinin sıcaklığıyla, kapa gözlerini huzurla.
Gün pırıl pırıl ilk senin gözlerine doğacak.
Kalbin mütmain, için huzur bulacak
Ve dile gelen yüreğin gülümseyecek.
Onca bulanık sularda yüzen benliğin, O’nun merhametiyle durulanacak.
İşte o an, hakkında ki hayırlar, bulutların ardına gizlenmiş gök kuşağı misali birden ömrüne düşecek…
Sen yeter ki temiz hislerle dön özüne.
O’na inan! O’na sığın!
Bil Rabbini,
Bul kendini.
İlmin umuda, umudun aşka, aşkın hakikâte götürsün seni.
Kapılar sonuna kadar açık, unutma!
Seni bekliyor Rahman,
Seni bekliyor Tevvab ve Halîm olan..
Şimdi koş O’na.
‘B i s m i l l a h’ de ve dön özüne…
‘B i s m i l l a h’ de ve dön ömrüne…
{23 Kasım 2013}
Mefkûre Malhun KeskinKayıt Tarihi : 10.10.2016 21:15:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!