Bir Türk Yok mu? (1) Şiiri - Sevinç Kavuk

Düşmanı düşmanın silahıyla karşıla
Tecrübelerden deyimler vardır sayısızca
Bir Türk yok mu çığlıklarıydı bir çağda
Bunu uyguluyor Batılılar akıllarınca
Gel beni kurtar Amerika….

Amerika, Avrupa kıskısıyla, Yahudi tadı Roma imparatorluğu tadında bir havayla, dalıyorlar kurtların fırsat beklemeleriyle davara daldığı gibi. Kişilik, benlik, bireylik diyerek başlıyorlar bir parmak bal sürmeye ağzına kuçu kuçu ederek sevimlilik halleriyle, nesi var nesi yok kaşımaya… Bu süreç yetiyor soyup soğana çevirmeye, kaçışan çil tavuklar, bakışan şaşkın ördekler kalıyor sonra…

Bir Türk yok mu çığlıklarının çağında ama, mazlum, mağdur korunuyordu. Sosyal varlık hakkı toplum olmaya korunuyordu. Kişi, birey, benlik yaltaklanma yoktu. Birey olarak horozlandırma ile sürüden ayrılan koyun olduğunun farkına varmasına da şans bırakılmıyor sürekli kuçu kuçu haline bağımlı olduğuyla, saldırma kolaylığına yaratılan ahlaksızlık değildi o çağdaki mücadele.

Borç veriyor, yani kredi açıyor, şart olarak ama avradına, anasına hak yolu aç bana pazarlıyor. Bizimkiler de kıçını siyaset koltuğuna koydu mu, tapulanıyor oraya. Önce bahşiş diye rüşvete açıldı yollar. Anlaşılmasın diye birkaç metre yol da yapılıyor tabi… bir canavar masalı dünya… Küresel denilen şu masal hani…

Her siyasetçi alkışlanır, biraz eğlenmeye bu bir teşekkürüdür halkın. Tiyatroda da alkışlanır. Oyun önemidir bu. Çocuklar bu yüzden oynama değerine hakkını vermeye direnişiyle yaşam hatırlatanlardır. Sömürüyle beslenen bedenin ruhtur şahiti. Bu yüzden denilir ki, çocuktan al haberi. Ruhumuz büyümeyen çocuktur içimizde. Halk bu yüzden aşağılandı mı şimdi? Halk davar, siyasetçi kavalı çalar…

Bu ahlak, yerleşme yurdu kuramaz Anadolu toprağının yüreğinde. Önce ahlak kurulmalı, bu da kanuna yol olur. Ahlak, birey hakkı olduğu için kanun ile korunmalı. Birey, sosyal varlık olduğu için toplum uzlaşma büyür. Toplum, uzlaşma olgusu gerektirdiği için paylaşma doğar…

Paylaşma aşamasında işte çatışmalar başlar. Türkiye Cumhuriyeti bu çatışmalardan kurtarılmış insan topluluğudur. Yani, insanlığı uygarlığa taşıyan kültürleri barındırır. Kültür, bilgi, ilim, bilim zenginliğidir. Bazen duraksama yaşayabilir. İnsan bu yüzden gündüzleri yorulunca geceleri uyur veya gece çalışır gün ışığını uyuyor. Dinlenme diyelim biz buna.

…..devamı