Bir Türk Gibi İstanbul Şiiri - Evrim Şahin

Evrim Şahin
2

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Bir Türk Gibi İstanbul

Bir Türk gibi asil
Bir Türk gibi sağlam
Şanı kıtalar aşan
Tıpkı bir Türk gibi İstanbul.

Türkün belinde parlar hançeri
Namı yürümüş ezelden beri
El belde,iman yürekte
Hançer bahane paşam bahane
Asıl güç göğe el açmış minarelerde

Türkün belinde parlar hançeri
istanbulum kuşanmış koca bir tarihi
Hançer gibi Türk gibi

Türk dayanamaz bir mazlum ah! desin
Bir kucak açarki,dünyayı sarsa kavuşur elleri
Bir yürek açarki avutur tüm gönülleri

Hey gidi İstanbulum
Sen değilmisinki sönmüş gözleri
Yeşilinle sürmeleyen,
Sen değilmisinki yanık gönülleri
Mavi sularında söndüren,
Sen değilmisinki
Duasız dilleri camilerinde dillendiren
Sen değilmisinki
Tek düze hayatı renk cümbüşünle süsleyen
Hey gigi İstanbul!
Can gibi Türk gibi İstanbul.

Dört nala koşarken atlar
Zafer için menzile
Ardından fırlasa ok
Yetişemez o Türke
Tutamazlar kement atıp sarsalarda beline
Ruhudur koşan, beden kalır geride.

İstanbulum tarihsin sen
Dökülen kanlarla emzirdi toprağın çiçeğini,
Bereket bereket fışkıran filiz
Türkün yeniden yeşerişi.
İki hisar arasında esen yel
Şehitlerin nefesi.
Sen tarihe yakışırsın tarih sana
Nal sesleri sokaklarında hala
Koş yetişemezler sana
Topkı bir Türk gibi İstanbul.

Türküm seni anlamak bir sanat
Seni yaradana bak
Yumruğunu sıksan avcun kanar
Elin vermekten yana ağlar.
Avcunda buğday tanesi tutar
Olaki bir kuş konar.

İstanbulum sana bakmak
Seni anlamaya yetmez
Hanlar hamamlar kervansaraylar
Hiç düşündünmüki niye var?
Koca bir uygarlık, hala canlı bir varlık
Eski ve soylu ruhuyla
Gezinir bu yapılarda.
Camiler minareler
Su içilen çeşmeler
Sanki nöbette asker
Tarihi dimdik bekler.
Kileseler mabetler
Kime 'gelme git' der.
İstanbulum;
Anlından öpülmeye değer.
Koca bir uygarlığın ev sahibi
İşte Türkün açılan eli
Bir buğday tanesi,getirdi şanlı tarihi
Kapılar ardına kadar açık
Durma düşün azıcık.

Duamız olmasa neye yararız
Koskoca osmanlı nasıl oldu sanırız.
Anaların duası etti oğlunu şehit
Önce vatan,Türk oğlu toprakta yatan.
İstanbulum;
Camilerin kucaklamış seni
Şevketli bir ana gibi
Göğe uznan minareler
Sanki yaradana açılmış dualı eller
Senin için yakarır
Tıpkı bir Türk gibi İstanbul.

Türk Türke yanar derdini
Kaldıramaz kötünün fendini.
Derdi kalabalıkta karıncanın ayak sesi,
Zafer gecede bir çığlık misali.

İstanbulda iki hisar
Anadolu Rumeli
Durup bir dinlemeli
Vermişler başbaşa
Taş duvarlar ardına
Anlatacak ne çok şey vardır tarih adına.

Hey gidi İstanbulum
Türklüğümde gururum
Bir madalyon misali
Seni göğsümde taşıyorum.

Evrim Şahin
Kayıt Tarihi : 22.4.2006 18:09:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Evrim Şahin