Kitaplar vardır, insan içinde yok olup gider. Sayfalarının arasında binlerce şey bulup, zaman içinde yolculuğa çıkar; yazılanlar da zamanın derinliklerine dair olmasına karşın gününü, çağını bulur.
Savaşlar, bir yazgı mıdır? İnsanoğlu savaşageldiği için mi vardır? Yıkımlar sonucu mu günümüz uygarlığı oluşmuştur; yoksa, savaşlar daha yüce bir uygarlığı engellemişler, günümüzün hâlâ savaşan dünyasını mı oluşturmuşlardır? Kuşku mu var?
İşte bu sorulardır, ilk elde aklıma gelen, Christa Wolf’ün, Kassandra’sını okuduktan sonra, henüz kitabı elimden bırakmamış ve hâlâ kitabın sayfalarında gezinirken...
(Wolf, mitolojiye uzanır, kahin kadın Kassandra’yı bir “kahraman” olarak alır ve onun yazgısından yola çıkarak; ki kitabının başında “Bu anlatıyla ölüme doğru gidiyorum” der Kassandra kadın duyarlılığının, bir yönüyle kadın sorunsallığının, savaşın, politikanın, otoriter sistemin, ahlakın vb. kavram alanlarının metinsel çözümlerine girerek, özellikle Troya’nın yıkımını ve çeşitli efsanelerdeki tarihi spekülasyonları sergiler. Biz, Azra Erhat’ın izinden giderek Troya dedik. (Kitapta ve birçok yerde Truva geçiyor.)
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta