Bir Tarih Yazılıyor Şiiri - Haydar Doğan

Haydar Doğan
51

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Bir Tarih Yazılıyor

Tanklarını ipsiz saldılar sokaklara generaller
Kuduz bir köpek gibi dolaşmakta ağzında salyasıyla
Mahalle mahalle kuşatıldı bütün bir vatan
Bir eylül sabahını buladılar kana.

Delikanlılar alındı önce karakollara
Sonra analar ve babalar
Bir kitap bulunmasındı raflarda
Yeterliydi damgalanmasına zatın.

Dolunca cezaevleri bir halkın yiğitleriyle
İşkence timleri devr aldılar görevi
Öğrenmişlerdi Amerikalarda en alasını işkencelerin
Denemeliydiler şimdi laboratuvarlarda,
Bir olmayan devlet adıydı Filistin bültenlerde
Ve gerillalıydı sokaklarında taşlı elleriyle çocukları
Bizde falaka ile anıldı.

Bir tarih yazmak gerekiyordu zindan karanlığında
Bütün halkı teslim alacağını sanıyordu Amerikan uşağı
Darbe yapılmış, bir tepki alamamıştı halktan
Cezaevleri de susturuldu mu tamamdı bu iş.

Tek tip elbise dediler bindokuzyüzseksendörtlerde
Saç kesilsin sakal kesilsin
Her sabah ve akşam sayım verilsin
Önünüze koyduğumuz yenilsin
Sizi burdan Allah kurtarsın.

İdam sephaları kuruldu vatan vatan
Tabutlar taşındı omuz omuz
Mezarlar kazıldı kürek kürek
Mezarlar kapandı insan insan
İsimler yazıldı büyük büyük.

Günler erken geçer dışardaki için
Bulut gelir dolu dolu
Gider kucağı bomboş.

Diyarbakır ve Mamak esin kaynağı Cuntacıya

Tarih dayandı 12 Nisan’a seksendördün
Doymak bilmiyor bu cellat cana
Hep bir ağızdan havalandırmada
Haykırdılar tutsaklar Açlık Grevi’ni maltada.

17 nefer atıldı öne ellerinde ömürleriyle
Kestiler hesaplarını yaşamla
Takıp alınlarına kızıl bantlarını
Helalleştiler geride kalanlarla.

Altmışüç gün dayandı bedeni Abdullah Meral’in
14 Haziran’da tarih yazdı bedeniyle Haydarpaşa’da
İlk şehit verildi, düşman şaşkın
Kırmak için direnişi manevrada.
Sıraya girmiş gibi geldi haber üç gün sonra
17’si Haziran’ın
Haydar Başbağ ve Fatih Öktülmüş
Bayraklaşıyorlar siperde yanyana.
Geride kalmış gibi koştu Hasan Telci
Yetmişikinci günde göğüsledi ipi.

Geri çekildi düşman bir gün sonra
Zaferi kazandılar şehitlerle
Dörtleri de katarak aralarına
Halaya durdular maltada.

Gördü dışarda halk içerde savaşanları
Ses oldular analar kondu kondu
Yenmek için cuntayı
Beyaza büründü başörtüsü.

Geçer zaman açlık çoğalır
Düşenler doğanlara adlanır.

Bu vatanı kurtarmak gerek
Terörü bitirmek gerek
Kulaklara küpe
Burunlara halka gerek
Biz de muradımıza erek.

Ne de erken büyüyor dünün çocukları
Ders kitaplarını değiştirmek gerek
En iyisi yakmak gerek.

Köşe bucak cami gerek
Bu millete İman gerek
Bar gerek
Bira gerek
Delikanlıya kadın gerek
Susmayanın ipini gerek.

Fabrika neme lazım
Okul kime lazım
Dernek desen örgüt işi
Bu millete lokal lazım.

Amerika’dan gelir copun
Avrupa malı futbol topun
Levis markadır kotun.

Tarihi fazla deşme
Allahın yolundan şaşma
Kuran kursuna başla
Paşam sen çok yaşa.

Geçer zaman işte böyle
Marmaris’te paşa güneşte
Madalyalar alır
Madalyalar dağıtır
Ankara onun izinde.

Satılmıştır her metre karesi devletin
Adına dış politika denmekte
Yabancı sermaye girmeli
Malımızı mülkümüzü almalı.

Topyekün bir imha başladı
Vatan parça parça satıldı
Avrupa'lılık baş tacı yapıldı
Bir Bütün
Yabancıya peşkeş çekildi

Silah alındı dolar dolar
Bomba atıldı tonar tonar

Yıkandı beyinler gece gündüz
Kendini kurtarmayan keriz
Devlet malıydı deniz
Yemeyen domuz.

Günler devrilir aylara
Aylar yıllara
Bir mezar yeridir artık vatan
Kiminin yoktur bir taşı

Köyler yakılır alev alev
İnsan yanar cayır cayır
Hitler bakar şaşar.

Tarih kana bulanır
Bu düzen elbet yıkılır
Tutsaklık birgün kırılır
Vatan kucak kucak sarılır.

Karakollar kurulmuş sokak başlarında
Kapatılmış bütün kurumları ülkenin
İçeri atılmış mürekkep yalayanı
Sokağa salınmış mafya babası.

Gazeteler bombalanır gece vakti
Gazeteciler vurulur gündüz vakti
Köprü altlarında toplanır cesetleri
Katletmektir celladın 24 saati.

Oniki yıl geçti üzerinden dörtlerin
Çoğaldı açlık vatan vatan
Taştı sokaklara öfkesi halkın
Yeniden başladı Ölüm Orucu.

Bütün tutsakları bir ülkenin
Bir ülkenin en büyük onuru
Siper ettiler bedenlerini hücrede
Yükseldi maltada yüzellidokuz yürek hep bir ağızdan
“Yaşasın Ölüm Orucu Direnişimiz” diye
Topyekün saldırıya karşı
Topyekün direniş dediler
Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı, Çerkez’i, Arap’ı
Alevi’si, Sünni’si, Süryani’si, Ermeni’si
Attılar ömürlerini vatana.

Dörtlerin açtığı yolda
Dörtlerin açlığında
Direniş var bu vatanda.

Tabutluklar açıkdı Eskişehir’de
İzmir, Bursa, Çanakkale’de
Kapatmak için bedel istedi cellat
Al, yüzellidokuz yürek
Sığdır sığdırabilirsen.

Dünya kurulmuş
Düzenler kurulmuş
Adem ile Havva’dan bu yana böyle direniş görülmemiş
Anadolu’dan titretiyorlar dünyayı tutsaklar.

Kimi fabrikadan düşmüş içeri
Kimi üniversiteden
Tezgahıyla Karaköy’den kimi
Silahıyla dağlardan.

22 Haziran 1996
Daha içerden haber gelmeden
Sokaklar çarpışıyordu
Bir yangın yeriydi artık vatan
Hesap sormak için çıktı sokaklara Adalet
Bastı tetiğe
Teslim alınmaz dedi gerilla
Girdi çatışmaya
Vuruşa vuruşa geri çekildi Kağıthane’de
Bu iktidar rahat nefes almayacak
Var oldukça Adalet’ler.

15 Temmuz 1996
Kim dur diyecek olmaması için ölümlerin
Kılını kıpırdatan yok
Oturup hesap yaptı dörtler
Basacaklardı karakol.
Hasan Hüseyin Onat
Gülüzar Şimşek
Emine Tunçal ve Ali Ertürk
Kuşandılar bir gece vakti
Vurdular Gültepe’de tam onbir hedefi.

Güller ekerdi evinin balkonunda Hanım abla
Duydu silah seslerini gece vakti
Açıp kapısını buyur etti dörtleri.

İt burnu keskin olur derler
Aldı kokusunu dörtlerin,
Çıkarıp dışarı Hanım Gül’ü
Çarpıştılar vatan vatan.

Gayrı rahat olamaz zalim yatağında
Bu gençler varken elde yürek yürek savaşan,
Yangın taşar sokaklara, kondular barikatta
Bağcılar halkı çıkmış meydana
Kadını, Yaşlısı, Çocuğu
Durdurmak için bir halkın evlatlarının ölümünü
Ölümüne çarpışmakta.
Kurşuna adres yazdı hain
Düştü daha onyedisinde Levent Doğan
20 Temmuz gecesinde.

Bütün sıcaklığıyla duruyordu dışarda temmuz
İlk kim göğüsleyecek diye ipi
Koşuyordu Aygün Uğur
Çıkmış Dersim dağlarına dalgalanıyordu
Daha gençliğinin en delikanlı çağında
Ölüm orucu’nun 63. gününde
Bir tokat gibi indi suratına 21’inde temmuz’un.
Kesildi Munzur
Kesildi bütün ırmakların anası
Uyandı uykusundan bir ülke.

23 Temmuz 1996
Bütün beyinlere kazındı bu tarih
Munzur karıştı Berdan Çay’ına Hatay’da
Uzamış sakalıyla kan kusuyor ekranda
Halay başı Aygün’e uzattı mendili
Diz çöktü Altan Berdan Kerimgiller yaşama.

24 Temmuz 1996
Tarihler sıraya girmiş gibi çoğaldı
Daha oniki yıl önce durdurmak için ölümleri
İlk gönüllüsüydü intihar eyleminin
Dışarıdaydı ve içi içini yiyiyordu
Bir bomba gibi patlamak vardı düşman kalesinde
Birgün bile dayanamadı takvim
Aldı İlginç Özkeskin’i İstanbul toprakları.

25 Temmuz 1996
Üç haber geldi ardı ardına
Üç Yıldız daha çoğaldı gökte
Üç namlu büyük bir gürültüyle patladı.

Bir kavga adamıdır Demircioğlu
Demiri tavında döven
Dostu kavgada tanıyan
Düşmana yürek kabartandır Hüseyin Demircioğlu
Bir halay varsa içerde
Ben de olmalıyım içinde
Attı bir sabah vakti gözlerini avludan yıldızlara.

Dersim dağları tanır adımlarını Ali Ayata’nın
Dersim insanı tanır düşmanını
Ve ihanete yer vermemiştir yamaçlarında
Usulca aldı koynunu evladını.

Bir vatan ki
Dersim’in de semah döner
İstanbul’un da halay çeker
Laz elinde horon oynar
Vardı mı ege’ye adımları Müjdat Yanat’ın
Zeybekler alır selamını İzmir sahilinde.

26 Temmuz 1996
Sınır boylarına kurulsun çadırlar
Bir yiğit varacak adı Tahsin Yılmaz
Bakışında bin yılın sevdası
Tabelasında simit taşır çocukluğundan bu yana
Ve ayakkabılarınızı boyar çamurlu sokaklarınızda.

Davullar çaldı Temmuz’un en sıcağında
Bir halay kuruldu eli kınalı kızlara
Bütün zamanların namusunu alarak sırtına
Ve zamanı çalarak suratına hainin
Bir beyaz karanfil gibi süzüldü yatağında
Ayçe İdil Erkmen.
Artık kandınlar vardır bu direnişlerde
Daha çok duyacaksınız bu isimleri
Ve tarihin en güzel yerine
Onlar işleyecekler devrimi nakışlarına.

27 Temmuz 1996
İlk günün kararlığıyla sürdü ölüm orucu
Maraş ellerinde bekleyeni var Yemliha Kaya’nın
Bekletmek olmaz dostun omuzunu
Varmak gerek.

Bütün şehirlere dağıtıldı cenazeleri yiğitlerin
Bayburt’a Hicabi Küçük
Rize’ye Osman Akgün uğurlandı
Omuz omuza vererek
Bir ülke açlıktan utandı.

28 Temmuz 1996
Atmışdokuz gün doyunca sürdü kavgası Hayati Can’ın
Sıkarak son mermisini
Ve alarak eline bütün direniş bayraklarını
Dikti Erzincan yaylasının tam orta yerine.

Mayıs’ın yirmi’sinden
Temmuz’un yirmisekizi’ne kadar doksanaltının
Oniki yürek sustu açlıktan
Ve Zafer kazanıldı vatanın orta yerinde.

(henüz bitmemiş bir tarihtir
bu şiiri yazabilmek için araştırmalarım devam ediyor)

Haydar Doğan
Kayıt Tarihi : 1.5.2006 14:48:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Haydar Dogan
    Haydar Dogan

    Ülkemizde 1984 yılından bu yana bir direniş geleneği sürmektedir. 12 Eylül karanlığının insanlara dayatmalarını kabul etmeyenlerimiz de var bu ülkede. Direnişin ilk adımı olan 84 yılında 4 devrimci,
    ikinci adımı olan 96 yılında ise, içeride süren direnişe destek vermek amacıyla yapılan eylemlerde 6 insanımız katledildi. Ölüm Orucu eyleminde ise 12 devrimci şehit düştü.
    Üçüncü aşaması ise 2000 yılında, cezaevlerine yapılan ve adına Hayata Dönüş operasyonu dedikleri katliamla devam etti. Şu ana kadar 122 insanımız hem içeride hem dışarıda katledildi. Tutsakların yanında bu direnişe dışarıda beden veren kadınlarımız, kızlarımız oldu. Dünya tarihinde bir ilk olan bu direniş halen devam etmektedir. Son aldığım haberlere göre Avukat Behiç Aşçı bedenini ölüme yatırmış. Hukuk ve Adaletin bittiği yerde söz artık eylemde şiarıyla eylemini Direniş Evi'nde devam ettirmektedir.
    Bu şiir bu direnişe can verenlerin şiiridir.
    Eksik yada yanlış bilgilendirme varsa, lütfen bildiriniz..

    Cevap Yaz
  • Kamil At
    Kamil At

    Anlatım tarzı güzel... ve tüm gerçekler
    Başarılar

    Cevap Yaz
  • Salim Kanat
    Salim Kanat

    Tarih şiire sığar mı? Göreceğiz bakalım.
    Güzeldi.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (3)

Haydar Doğan