Bir solukluk hüzün Şiiri - Aydın Aktay

Aydın Aktay
85

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Bir solukluk hüzün

İnsanı ufaltıp kendisi büyüyen hayallerle yaşarken hep çıkmaz sokaklara tosladım. Öyle ki her köşe başında bir cennet beklentisi ile ama her dönüşte karşılaştığım duvarlar.
“İnsan, acılara katlanmayı öğrenmelidir.” Diyordu Sopokhles
“Acılar insanı olgunlaştırır.” Diyordu bir başkası…
Bu düşünceleri sadistçe veya mazoistçe bir yaklaşımla benimsiyor değilim ama hayattaki pozisyonlarımız hep bunları doğrulayan tarzda gerçekleşiyor. İçrek bir yenilgiyle büyüyor şehvetimiz. Dalarken solgun dudaklarımızla ölgün ağızlara, gölgelerin hüznü süzülürken saçlarımıza ak bir leke olarak bir salyalık son bir nefes bırakıp gönlümüze keşkelerin hayıflığını bırakıyorlar.
İşte, bu hep böyle olmakta, bir pişmanlık arkaya baktığımızda hayat bir kırıklık başlıbaşına yaşamak.
Oysa çocukluğumun süveyka’sı,
Süveyka’nın sarışın günlerinden kalma dokunaklı kelimeler şimdi şehrin bulvarlarına kokuşmuş birer ceset olarak dikiliyorlar. Neonlar ve ışıklarla bezeli soyluluk hep bir solukluk hüzün bırakıyor kaldırımlarda.
Kalsa, ah! O keşkelerin hüznü bununla keşke! ...
Kendi aynamda seyrederken kırgın aksimi hep bu hayıflanan yüzle karşılaştım.
Tellalların sesi yankılanırken Süveyka’da, endamlarını sergilerken kızlar pazarlarda, dağınık saçlar sokarlarken, genç alınlarına oğlanların gördüğüm yüz hep aynıydı.
Saffarlar Çarşısı’nın çekiç sesleri arasında çekip giderken yıllar, ağırlayarak son sakinlerini, dizlerini zamana dayamış ve böylece büyüyen çocuğun yüzü yine aynıydı.
Kızlar Tepesi’nde dinlenmeye çekilirken ki kadar sokulgan, utangaç, çekinik belki de… Bir o kadar da okuldan kaçak… İlk günahına hazırlanan toylukta ürkekti,
O yüz ve o yürekte bu çocuk erkek ve vakur bir ses edinmek için küçücük ayaklarıyla turlayarak eskitecekti Cumhuriyet Caddesi’ni…

Günler günleri kovalarken, baharı aşka boğan güllerle, hayatla sırnaşacak
Hayat ısırıklarını dişlerken cesedine goncagüller bırakacak
Üzerine günah kokusu sinmiş büluzlar, çözük düğmelerinden beynine ağular boşaltacak
Eyvah, eyvah ki,
Sırnaşık bir hayata sarmaşık olmak ona kadim sorular sordurtacak:
-Hangi hayatın kıyısında deniz martılarıyla sevişir?
-Hangi kadının neresinde şefkat gezinir?
-Hangi gül neresinden koklanır?
-Hangi ölü ölüm, hangi ölümüm ölümdür?

Aydın Aktay
Kayıt Tarihi : 29.7.2006 10:52:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Aydın Aktay