Titrek ellerin, hüzünlü gözlerin, ağır aksak sözcüklerin
bir şeyleri arar gibi.
Hep bildiğini sandığın ama aslında bilmediğin yerlerde
hiç olmadığın kişiydin belki.
Yanlış köşelerde nefesini sürerken
tüm yorgunluğun ve kimsesizliğinle
fahişe gecelerle avunuyordun.
Kapıldığın her gecenin anında
benzersiz ruhuna dokunan biri olmalıydı;
Ama aynı gecenin içinde doğacak sana benzeyen
başka bir sen var mıydı?
İnanmadın hiç buna, inanmadıkça sadece gecelerde yaşamaya çalıştın.
Gece, hep gece…
Tüm sınırlarda yalnızca kendini bulduğun;
korkmadan, saklanmadan kendini yaşayabildiğin tek sığınağın
Gece, hep gece…
Çılgınca yalnızlığınla seviştiğin,
Kendini en sonunda yine yalnızlığına hapsettiğin en bildik yanın
Sevilmeyi bilmeyen küçücük adımlarınla dolaşırken sen
Aynı geceden çıkıp biri gelse
ve tüm benliğiyle sevse seni
Sevilmeye yabancı sen,
Kalabalık, eğreti yalnızlığından uzaklaştırmayacak mı?
Hep severken sevilmeye duyduğun özlem,
sana olan sevgileri anlamana engel olmayacak mı?
Öyleyse tüm zamanlar acımasız
bir girdap değil miydi senin için?
Senin için
kendini yalnızlaştırmak bir çareydi işte o zaman.
Gözlerinin baktığı yerde birini bulduğunda ürpererek
kendini koparıp alman
en büyük korkaklığın değil miydi?
Bir öykünün kahramanısın sen artık
Görsen de görmesen de,
İstesen de istemesen de…
Kayıt Tarihi : 21.11.2022 21:02:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!