Bu sabah erken kalktım.
Topladım kırgınlıklarımı birer birer.
Hayallerimi de kattım içine.
Yükledim kağıttan bir gemiye.
Yavaşça bıraktım akıp giden ırmağa.
Onlar uzaklaştıkça
özgürleştim ben..
Bu sabah bir söz verdim.
Şahidi kendim olan.
'Akıllan yüreğim' dedim,ona göre...
Bu kaçıncı düşüşün.
Sen düşünce kavradığın el
kimindi,
bir düşün?
Yaralarını sen onarmadın mı?
Düşe kalka...
Toparlandım yeniden.
Tutundum dizlerime.
Ayağa kalktım ben...
Yürüdüm kendi yoluma.
Öyle dönüp dönüp,
bakmadım da arkama.
Yükledim her şeyi kağıttan gemiye.
Yol açıklığı diledim kırılmışlıklara.
Olgunlaştım ben...
Biraz geç kalsam da...
Aslında pişman değildim,
hiç bir şeyden.
Yoruldum sadece.
Vedalaştım hüzünlerle.
Rahtladım ben..
Ve
bir
nokta
koydum yaşama.
Yürüdüm kendi yoluma...( 14.5.2013 güncesi )
Kayıt Tarihi : 14.5.2013 14:31:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bazen,7 yaşında tanıdığın 50 yıl arkadaşım dediğin bir dost da seni kırabiliyormuş.. Hayat bu...
![Hümeyra Gün](https://www.antoloji.com/i/siir/2013/05/14/bir-nokta-5.jpg)
bir çok yükü alıp savurmaya yetiyor,
hep kırgınlıkla, biriken tozlarla yaşamak zorunda olmadığımızı anlamak yeterli..
yaşam, var da var içinde , ne yokki..
saygıyla , hürmetle..
ve yeni güne yaşama sevinci ile sarılmak,
Doğrusu da bu galiba...
Kutlarım Hocam,
Gönül sesinizden kaleminize,
Kaleminizden nice şiirlerinize,
Sağlıcakla şen ve esen kalınız,
Saygılarımla.
hiç bir şeyden.
Yoruldum sadece.
Vedalaştım hüzünlerle.
Rahtladım ben..
Şairin dediği gibi yapmak.
Tebrik ederim.
“Bir Nokta” düşmüş “Günün Şiiri”ne de, bizlerin haberi olmamış. (nokta)
Öncelikle ‘Günün Şiiri’ vesilesiyle değerli dost, çok değerli öğretmeninim Hümeyra Hanımı bütün kalbimle kutluyorum.
Ne güzel bir şiir, ne güzel bir anlatım, ne güzel bir dost…
Kendi adıma haberim olmadığı için üzüldüm. Bu gibi durumlarda haberdar etmek dostluğun şiarındadır diyeceğim.
Hayata nokta koymak hiç de kolay değil.
Belki zaman bizleri çok daha fazla pişirir ve olgunlaştırır.
Kırılırız, düşeriz kalkarız, yoruluruz ve geçen her an belki bizlerden de bir şeyleri alır götürür, azaltır, ama tüketemez.
Olması gerekeni öğretir, her hatıra, her yaşanmışlık…
Bir daha düşmemeyi, defalarca yıkılıp yıkılıp kalkmamayı öğretir hayat…
Nokta koymak zordur, yaşanılması gerekenlere.
“Yeter” dediğin yerde zaten nokta kendiliğinden belirir.
Kısaca biz bütün yaşananlara ve bizlere kattıklarına hayatın icapları, kaderin tecellisi, olağan durumlar ve sonuçları demek durumundayız.
Umutlarımızdan vazgeçmeyiz.
Gerektiğinde sitem de ederiz.
Kırgınlıkları, çileleri, pişmanlıkları, olması mümkün olmayan şeyleri kâğıttan bir gemiye koyup enginlere salmak rahatlamanın yoluysa ve neticede bir nokta koyarak yeniden belirlenen ve düzenlenen hayata devam etmekse yaşamak…
Herkes kendi yoluna…
Sağlık ve sıhhatle…
Sevgi ve saygı rüzgârları esenliğiniz olsun, çok değerli dost, çok değerli öğretmeninim.
Haberim olmamıştı, kabul buyurun lütfen.
Hikmet Çiftçi
22 Ocak 2016
TÜM YORUMLAR (31)