izzetin şanlı destanı kanı ile yazılacak
Filistin’de İsrail’in şehit ettiği çocukların kanları üzerine
kahpeliğin dibine vurularak
hayat kısır döngülerle çevrili çocuk gibi
oyuncaklarını parçalayacak kadar gaddar.
kısır döngüler,
tek elden çıkmış olduklarını hatırlatmak isterler
birer yalnızlar yığınından başka bir şey değiller,
kişisel gelişen, kişisel doyan, kişisel zenginleşen
ve kişisel ölen insanlar gibi
içe kapalı,
yabancı düşmanı,
ırkçı.
masallar, destanlar, türküler…
tarih tekerrür ediyor.
“kaderin üstünde bir kader vardır"
şahit olacak herkes
şer odaklarının kurdukları tuzakları başlarına geçirmekle kalmayacağız,
bağımsız sınır çizmek isteyenlerin de canlarına okuyacağız.
ittifaklar, haberler, medya, fasıklar, zalimler kafa karıştırabilir
birileri kafasına göre sınır çizebilir,
bir diğeri kafasına göre devlet kurabilir
evet bir kıyamet olacaksa
bu kıyamet bizim üzerimize kopmayacak
kopacak kıyamet onların sonu olacak
Arabistanlı Lawrence değilim.
onun kadar yürekli olamadım henüz
Londra’nın kasvetli otellerinde yatıp kalkmadım .
İngiltere’nin uçsuz bucaksız topraklarında bir çiftlikte yaşlanmadım,
çocuk yetiştirmek için evlenmedim
koca bir devletin milyonlarca kilometrelik sınırlarını
yeniden çizecek kadar büyük bir adam olamadım.
nefret ve öfke ile hatırladığımız
hatta şerefsizlikle suçladığımız Arabistanlı Lawrence
kendi inancı çizgisinde hepimizden daha şerefliydi
ne yazık ki.
hepimizden daha delikanlıydı.
hepimizden daha cesur…
Arabistanlı Lawrencelerin
dava şuuru ve imanlarına hayran kaldım.
cesaretleri beni benden etti.
sınırlar çizilinceye kadar
Büyük Osmanlı parçalanıncaya kadar
vahlar olsun …
eyvahlar olsun …
lanet olsun kavmiyetçilik sevdamıza
bambaşka bir hikayesi var Türkiye’min
Cennet böyle mi kokar bilmiyorum.
iliklerime kadar hissediyorum o kokuyu
toprağa ayak basılırsa, kan düşerse topraktır
kimler Charlie Hebdo saldırısını Fransa’da takip etti?
Amerika’da siyahi kardeşlerimiz polis tarafından öldürülürken,
Amerikan polisi bir siyah adamın boğazını sıkarken
“I can not breathe” diyerek nefes alamadığı anı
kim resmetti ,kim haber yaptı ?
kimler tepki verdi ?
Ukrayna karışırken hangimiz Ukrayna’ya gitti
küflü bir otel odasında kalarak savaşın ortasından
hangimiz haber yapmayı göze aldı?
akıllı olalım
herkesin vebali var aldığınız maaşlarda.
hakkını verin.
sarhoş gibiyim dostlar.
herkese vurasım var.
herkesi tokatlayasım var.
aklıma iftarını yaparsın diye cebime para koymaya çalışan
Çeçen komutan Emir Abdulhakim geliyor
çıldıracak gibi oluyorum.
o kadar zor şartlar altında
hala benim akşam yapacağım iftarı düşünen birinin varlığını sindiremiyorum.
ya da kendi varlığımı,
ya da gerçekten bir Ümmetin var olduğunu.
var mısınız ey Ümmet?
yaşıyor musunuz?
hayır, hayır.
İslam’ı ayakta tutan siz değilsiniz.
İslam’ı ayakta tutan işte o mücahitler.
bizler sistemin içinde
bir gün fark edileceğiz
ve yok olacağız.
ey izzeti için yemin etmiş ruhlar
ey Türkiye halkları.
çünkü korkağız.
çünkü beş para etmez adamlarız.
çünkü Emir Abdülhakim gibi değiliz.
çünkü Uygurlu mücahitler gibi değiliz.
çünkü Doktor Kanas değiliz.
ya fetih ya şehadet.
git dediler.
hikayemizi yaz şimdilik.
bu şehit kardeşlerimizin selamını götür.
burada onlardan sadece dua beklediğimizi söyle.
tekrar geleceksin.
ama şimdi git.
Şehitlerimiz mi?
henüz yolculuğa çıktılar.
onlar Rabbe selam götürmeye,
ben de size Rabbe verdiğiniz sözü hatırlatmak için geldim
Sinan ve Ferhat artık olmasa da
ne Sinanlar bitecek ne Ferhatlar.
havadan ağır bombardımana tutulup
bütün kardeşlerimiz şehit oldular.
Sultanbeyli’den Sinan’ı.
Elazığ’dan baba ve oğul Mehmet ile İsmail’i.
Erzurum’dan Osman ve Murat’ı
Diyarbakır’dan Yunus’u ve Furkan’ı
Adıyaman’dan Ferhat’ı
Bursa’dan Taha abiyi.
Darıca’dan Ümit abiyi…
şehit ettiler…
ey ismi okunduğunda “burada” diyen abilerim.
Allah bize acısın ve bizleri de sizin yanınıza alsın…
arkada bıraktığınız emanetler artık bizim.
gözleri okçular tepesinde kalan birkaç korkusuz yiğit.
gözlerinde Hamza’nın vurulduktan sonra
şehit olmadan önce Hz. Vahşi ’ye attığı birkaç adım.
gözlerinde Selahaddin’in haçlılara indirdiği son darbe.
gözlerinde Çin’in Guangzhou şehrine giden Saad bin Ebu Vakkas’ın teslimiyeti.
gözlerinde Ulubatlı Hasan’ın vücudundaki onlarca ok
surlara diktiği sancak.
gözlerinde Alparslan’ın yiğitleri,
Filistin’in çocukları,
Yemen’in yetimleri,
Suriye ve Irak’ın mazlumları.
gözlerinde kaybettiğimiz bütün şehitler.
gözleriniz ne güzel aziz kahramanlar
ruhunuz şad olsun.
redfer
İlyas KaplanKayıt Tarihi : 4.2.2018 14:05:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![İlyas Kaplan](https://www.antoloji.com/i/siir/2018/02/04/bir-mucahidin-defterinden-l.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!