Kül olur yandıkça âteş, sanma tekrar kor olur
Gün olur döndükçe devran, aşk_ı inkâr zor olur
Güç değildir gittiğin yol, bence efkâr eyleme
Olma cânım hâle bîzâr, âkibet hep zâr olur.
vezni: fâ’i lâtün/fâ’i lâtün/fâ’i lâtün/fâ’i lün
Hadi sende vur
Adettendir,seven vurulur
Sevilenindir gurur
Sevgi dolu dizgin
Sevgi içten
Sevgi savunmasız
Devamını Oku
Adettendir,seven vurulur
Sevilenindir gurur
Sevgi dolu dizgin
Sevgi içten
Sevgi savunmasız
"Aşk", tabiri "Işk" kökünden türetilen bir kelime olup, mana olarak da sevenin sevdiği kişiyi- tıpkı sarmaşığın canlı ağaçlara sarılarak, onları boğup öldürdüğü gibi- severken boğup öldürmesi demektir.
Hayırlı, meşru, fıtri, makul ve baki muhabbetler dilerim.
Bir dize de benden hatıra kalsın: Dörtlük haline gelirse tekrar eklerim.
Bakma câhil öyle söyler bilse âlâ der idi
Güne "aruz vezni" ile yazılmış güzel bir dörtlük -rübai- getirilmiş.
Çok isabetli olmuş bence.
Günümüzde 'sone'lerin, 'haiku'ların ve benzeri türde şiirlerin, bir bakıma moda olarak yazıldığını düşünürsek, yüzlerce yıl boyunca bizim kültürümüzün bir parçası olmuş "aruz ölçüsünü ve aruzla yazılan şiir türlerini" kullanmak neden demode olsun ki?..
Güler Hanımı kutluyorum.
"aşkı inkâr" yazılışı doğru olurdu. Cihat Bey doğru söylemişler.
"Bizar" için yanlış demek mümkün olmaz.
Bir de kelimelerin asıllarından ve kendi anlamlarına bağlılıktan ziyade, Türkiye Türkçesinde nasıl yazıldığı, nasıl ve nerelerde, hangi anlamalarda kullanıldığı esastır. Şunu unutmamak lazım. Türkçe kelimeler bile zaman içerisinde anlam kaymalarına ve hatta tam zıt anlamlara gelecek şekilde anlam kaymalarına ve değişimine uğrarken "efkâr" kelimesi neden "efkârlı olmak - düşünceli olmak, karamsar olmak, üzüntülü olmak " gibi anlam kaymalarına uğramasın, değil mi?
Saygı ve selamlarımla...
Ateş ve Can sözcüklerindeki imalelerle başarılı aruzla yazılmış bir dörtlük... Tebrikler... Sevgiler... :)
Tabirin doğrusu "aşk-ı inkar değil, inkar-ı aşk" olmalı. Arapça ve Osmanlıca'da bu aşkı inkar etmek manasına gelir ve bu şekilde yazılır.
"Efkar", fikir kelimesinin çoğuludur. Bazıları bu hüzünlenmek manasına kullansalar da, bunun doğru manası, "fikretmek, çok düşünmek ve düşüncelere dalmak" demektir. Yani şaire hanımda bu kelimeyi asıl manasına göre istimal etmek yerine, yanlışçılar gibi onu hüzünlenmek, üzülmek manasında kullanmış ve gerçek manayı es geçmiştir. Bizim bir çok yazarımız ve şairimiz, Arapça, Farsça ve Osmanlıca kelimelere tam vakıf olmadıkları için bu gibi yanlışlara çokça imza atıp, kafa karıştırmaya vesile oluyorlar. Dolayısıyla da, muhataplarını hayal kırıklığına uğratıyorlar.
Şairenin "bizar" tarzında yazdığı kelimenin doğru yazılışı "bi-zar" tarzındadır. Çünkü Farsça kökenli olan bu tabir, Osmanlıca'da yukarıda yazdığım gibi yazılır ve mana olarak da, " Usanmak, bıkmak, gına getirmek" demektir.
besteleri kadar şiirleri de ekmel,haz veriyor. saygımla.
Tek kıtada harikalar çıkarmış şair tebrikler
Şairler var şair var mimarlar var mimar var bazı yapılara mimarlık harikası diyoruz neden diyoruz o yapının estetiği sağlamlığı ve uzun yıllar ayakta kalacağını hissettiğimiz için veya bu eserleri gördüğümüzde şairde böyle uzun ömürlü şiirler şiirdir diğerleri gece kondu bir müddet sonra yıkılacak inşaatın taşları şiirin lafları özel olursa ömrü de o kadar uzun olur tebrikler
Şiiri 'Günün Şiiri' ödülüne layık görülen değerli dost.. Sizi ve kaleminizi içtenlikle kutluyorum.
Saygılar
Şairdir, şiir yazar, ve ömür giderken azar azar, tanıdım bir güzel insan, o ne kraliçe bir sarayda neden han, size bahsettiğim şir Güler TURAN....SAYGIMLA.
Bu şiir ile ilgili 15 tane yorum bulunmakta