İlkokul 3. Sınıfa başlamıştım. Birinci sınıftan Üçüncü sınıfa gelinceye dek dört öğretmen değiştirmiş hiç bir öğretmen ile doğru dürüst bir eğitim öğretim yılını tamamlayamamıştık.
İkinci dönemin başında yine ögretmenimiz değişmiş derslerimize Şengül İsminde çiceği burnunda yeni bir öğretmen gelmişti. Zarif, ince, uzun boylu, saçları omuzlarına dökülen, yuvarlak yüzlü, beyaz tenli, dudağının üst kısmında dikkat çeken bir beni vardı. Dizlerine kadar uzanan bir bot giymişti.
Eski öğretmenimiz artık yoktu. Şengül Öğretmen adını soyadını tahtaya yazdı. “Ben İzmir’in Tire ilçesinden geldim. Yeni atandım. Sizler benim ilk göz ağrılarımsınız” dedi. Ardından sınıf defterinden isimlerimizi tek tek okuyarak bizlerle tanıştı. “Sınıf başkanı kim?” diye sordu. İlhami isimli bir arkadaşımız ayağa kalktı, “Benim ” dedi. Öğretmenimiz “Seni arkadaşların mı seçti?” diye sordu. İlhami “hayır öğretmen seçti” dedi. Şengül Öğretmen hımmm! Dedi. “Böyle Olmaz çocuklar, temsilciler sınıfça ve oylama ile seçilir” dedi. Ardından “kim başkan olmak ister?” diye sordu. Ben, İlhami ve iki arkadaşımız daha parmak kaldırdık. Öğretmen dördümüzü tahtaya çıkardı. Yüzümüzü tahtaya dönmemizi istedi. Sonra tahtaya dördümüzün ismini yazdı. “Bu arkadaşlarınızdan hangisinin başkan olmasını istiyorsanız, ismini okuduğumda parmak kaldırarak oylama yapınız” dedi. Yapılan oylamada sınıf başkanı seçilmiştim…
Teneffüs olunca duvardaki haritanın başına koştum İzmir’i ve Tire’yi bulmaya çalıştım. Yerini bulduğumda da öğretmenimizin çok uzaklardan geldiğini anlamıştım…
Şengül öğretmen, okul arkadaşım İrfan’ın evlerinin hemen bitişiğinde tek katlı toprak damlı, kerpiç bir evde kirada kalıyordu. Arada bir beni ve birkaç arkadaşımı kendi evine götürüp ders çalıştırıyordu. Şengül Öğretmen hepimize çok şefkatli ve merhametli davranıyor. Her arkadaşımızla birebir ilgileniyordu.
Şengül öğretmeni çok seviyor her geçen gün ona daha çok bağlanıyorduk.
Sene sonu yaklaşmış öğretmenimiz bize mektup yazmayı öğretiyordu. Çantasından bir sürü beyaz zarf ve çizgili kağıt çıkardı. İzmir’in Tire ilçesinde yaşayan bir kız kardeşinin olduğunu söyleyerek adresini tahtaya yazdı. “Kardeşimle mektup arkadaşı olun” dedi. Mektup nasıl yazılır, zarfın üzerinde adres nereye yazılır, pul nereye yapıştırılır, birbir anlattı. Hepimiz Şafak’a mektuplar yazdık yazmasına ama mektubu postaya veren tek kişi ben oldum. Birbirimizi hiç görmemiş olmamıza rağmen yıllarca mektup arkadaşlığı yaptık. İlkokul üçüncü sınıftan başlayan mektup arkadaşlığı lise yıllarına kadar devam etti.
Zaman akıp gitmiş dördüncü sınıfa başlamıştık. Birinci sınıftan üçüncü sınıfa kadar aynı sırada oturduğum en sevdiğim iki arkadaşımla yine aynı sırayı paylaşıyordum. Arkadaşlarım tamamdı ama eksik olan biri vardı. Şengül öğretmenim de diğer öğretmenlerimiz gibi bizi bırakıp gitmişti. Çok üzgündük. Tüm sınıf öksüz kalmış gibiydik.
Ülker isminde yeni bir öğretmen gelmişti. Şengül öğretmenimize hiç benzemiyordu. Çok sertti. En ufak bir davranışta hiddetleniyor, bağırıyor, çocukları öldüresiye dövüyordu. Bir keresinde Sebahat adında bir arkadaşımızın saçlarından tutup sürüklemiş, kafasını tahtaya çarpa çarpa bayılmasına sebep olmuştu. Bir kaç arkadaşımız öğretmenin uyguladığı Şiddetten dolayı okula gelmiyorlardı artık.
Hepimiz çok üzgündük. Çok korkuyorduk. Severek geldiğimiz okul bizim için bir kabusa dönüşmüştü. Şengül öğretmenimiz gitmeseydi bütün bunlar yaşanmayacaktı.
Ülker öğretmenimiz bir polis ile evliydi. Aralarında şiddetli geçimsizlik vardı. Öğretmenimiz bazen sınıfta sinir krizleri geçirir, uzun uzun ağlardı. Sık sık hastalanır doktora giderdi. Ben Şengül öğretmenimin kız kardeşi Şafak ile mektuplaşmaya devam ediyordum. Son mektubumda Şengül öğretmenimizi çok özlediğimizi, yeni gelen öğretmenimizin ailevi sorunları olduğunu, bu sorunlardan etkilenip çok üzüldüğünü ve farkında olmadan bunu öğrencilerine olumsuz yansıttığını hem kendine hem de bizlere şuursuzca zarar verdiğini, onun iyileşmesi için her gün dua ettiğimi yazmıştım.
Bir gün hastalanmış, İki gün boyunca okula gidememiştim. Sıra arkadaşlarım Nazmi ve Sefer ziyaretime gelmişlerdi. Ziyaret esnasında “sana dün bir mektup geldi. Ülker öğretmen mektubunu açtı ve okudu. Okurken elleri titremeye başladı. Sonra elleriyle masaya vurmaya başladı. Ardından uzun uzun ağladı.” dediler. Eyvah! dedim. İçimi büyük bir korku sardı. Yanlış yaptığımı ve Ülker öğretmenin bana çok kızacağını düşünerek elim ayağıma dolandı. İyileştiğim halde okula iki gün daha gidemedim. Ülker öğretmenimin kızgınlığı ve öğrencileri dövdüğü anlar aklıma geldi. İçim ürperdi. Ben ne yapacaktım şimdi…
Kabus dolu iki gecenin ardından Ülker öğretmen bir kız bir erkek öğrenci ile birlikte evimize geldi. İlk kez bir öğretmen evimize geliyordu. İçimden “Eyvah! Demek durum vahim” diye geçirerek elim ayağım titremeğe başlamıştı ki Ülker öğretmen yanıma gelip çantasından bir paket çikolata çıkardı, bana sarıldı. “Çok geçmiş olsun kuzucuğuma” dedi. “ Ben sizi anlayamamışım, size öğretmenlik yapamamışım” diye hüngür hüngür ağlamaya başladı. Annem öğretmenimin hastalığım için ağladığını sanarak; “ağlanacak bir şey yok öğretmenim çok şükür iyileşmiş yarın okuluna gelecek” dedi. Ülker öğretmen bana tekrar sarıldı; “Beni çok ciddi bir hatadan geri çevirdin. Bana öğretmen olduğumu hatırlattın. Teşekkür ederim kuzucuğum, teşekkür ederim” deyip gitti. Bir şey anlamamıştım ama Ülker Öğretmen’e olan korkum da kaybolup gitmişti. Ertesi gün okula gittiğim de bambaşka bir Ülker öğretmen vardı karşımızda.
Sevgi ve şefkat dolu bir öğretmen, tıpkı Şengül öğretmen gibi…
Ülker öğretmenimiz gülen gözleriyle “Günaydın kuzularım” dedi. Hepimize tek tek sarıldı, öptü,kokladı...
Hüzün, sevgi ve pişmanlık dolu gözleriyle adeta hepinizden özür diliyor gibiydi.
Okul bizim için bir kabus olmaktan çıkmıştı artık...
Şükrullah YAVUZER
(Bir Eğitimcinin Not Defterinden)
Kayıt Tarihi : 26.10.2022 23:32:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Şükrullah Yavuzer](https://www.antoloji.com/i/siir/2022/10/26/bir-mektup-bir-etki.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!