Bir mecnun olmuşum seni ararım,
Her gelen geçene seni sorarım.
Leylâ Leylâ diye gezer ağlarım,
Bu zulmün sefası var mıdır Leylâm?
Meğer senin aşkın kızgın bir çölmüş,
Ben denen bu garip bilmeden düşmüş,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
kalemine saglik harika bir eser kalemin daim olsun
notalari antolojiye nasil yükledigni söylersen sevinirim
saygilarimla
besim ocakli
Kaleminize yüreğinize sağlık
Gerçekten harika bir eser
Tam puan selam ve saygılar...Özcan Akkuş
Herkesin bir leylası vardır. Sembolleşmiştir. Ne güzel... Bestelendiğini duyunca ne kadar mutlu olduğun belli oluyor. Allah mutluluğunu arttırsın.
Benim de aşk şiirim var o da benim leylama yazıldı. Hem de ağlaya ağlaya.
Şiirimin adı: AŞKIM
Hikâyesi yazılı. Okursanız sevinirim.
Selam ve sevgilerimle..
Muhteşem bir şiirdi. Ggereken ilgiyi haklı olarak görmüş.
Sevgili kardeşim: Halit Yıldırım
Severek, gönülden isteyerek bir şiire yorum yazma mutluluğuna eriştirdiğiniz için tebrik ve teşekkürlerimi iletirim.
Duygu yoğunluğunun, anafikirli bnütünleşmiş olarak şiirin bütünlüğüne hakimiyeti sanat ve edebi yönden değer taşıyan eserler için vazgeçilmez bir husustur. Şiirini öncelikle bunun için tebrik ediyoruym. Ne aşırı duygu yüklenimi ile çökmüş bir bölüm ne de duygusuz kaldığı için ayağı yere basmayan havada uçuşan bir mısra görmedim.
Duygu yükünün şiir boyunca kuvvetten düşmeyerek şiirin devamı süresince, kendini her Bölümde etkili ve kusursuz bir şekiklde hissettirmesi başlı başına yeterli bir beğeni, takdir ve tebrik sebebidir.
Üstelik bu şiir, sanat ve edebi yönden özel değer taşıyan çok güzel bir eserdir. Kimsenin şüphesi olmasın ki gereken ilgiyi görecektir.
Severek altına yorum yazdığım bu güzel şiiriniz için tebriklerimi lütfen kabul buyurunuz. Daima böyle güzel eserlerin altına imza atacağınıza olan inancımla sevgi ve saygılarımı sayfanıza bırakıyorum.
İkinci Tam Puan Tekirdağ'dan geliyor.
Her şey sizin ve sevdiklerinizin gönlüne göre olsun.
Dr. İrfan Yılmaz. TEKİRDAĞ.
Meğer senin aşkın kızgın bir çölmüş,
Ben denen bu garip bilmeden düşmüş,
...tek kelimeyle harika..
tebrikler arkadaşım..
Yanan dudaklarım inler su diye,
Her serâba işte Leylâ bu diye,
Sorarım böyle aşk olur mu diye?
Bu aşkın duası var mıdır Leylâm?
buderde mencunda çare bulamamıştı dilerim sen bulurusun
hıfzı özbekmez
Meğer senin aşkın kızgın bir çölmüş,
Ben denen bu garip bilmeden düşmüş,
Daha baharında, genç yaşta çökmüş,
Bu derdin devâsı var mıdır Leylâm
Güzel bir çalışma kutlarım saygılarımla
Yanan dudaklarım inler su diye,
Her serâba işte Leylâ bu diye,
Sorarım böyle aşk olur mu diye?
Bu aşkın duası var mıdır Leylâm
eyvallah değerli gönül doıstum Leyla ,Leyla olması idi Mecnun'ların adı mı olurdu.Leyla bir hasret bir figan bir feryadın remzi aynı zaman da yüreğine sağlık güzel bir şiir
muhabbette daim olanız dileğiyle
Bir mecnun olmuşum seni ararım,
Her gelen geçene seni sorarım.
Leylâ Leylâ diye gezer ağlarım,
Bu zulmün sefası var mıdır Leylâm?
Meğer senin aşkın kızgın bir çölmüş,
Ben denen bu garip bilmeden düşmüş,
Daha baharında, genç yaşta çökmüş,
Bu derdin devâsı var mıdır Leylâm?
Yanan dudaklarım inler su diye,
Her serâba işte Leylâ bu diye,
Sorarım böyle aşk olur mu diye?
Bu aşkın duası var mıdır Leylâm?
mükemmel toprağım ..kutlarım
saygılar selamlar Alacadan
begeniyle okudum, musikisi üstünde güzel bir eser, tebrikler, selamlarimla
Bu şiir ile ilgili 10 tane yorum bulunmakta