Çalışanın hakkını, solcular savunurlar,
Savunması gereken, nerede Müslümanlar,
Kul hakkıyla gelmeyin, dememişydi Allah,
Sizin hesabınıza, neden gelmedi bunlar,
Emeği sömürenler, dini de sömürmekte,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bir zamanlar müslümanlar ekmek peşindeydiler
Sonra büyüdeler iktidar peşinde oldular
Şimdi iktidarda nimet peşindeler...
Bu bir .....
Çalışanın haklarını solcular savundu
Solcuların arkasına kemalist burjiva kuruldu
Laiklik, çağdaşlık, aydınlık türkülerinde
Sağ iktidarlara karşı emeğin hakkını savunda
Kendileri iktidara gelince emeği sağa sola savurdu
Bu iki..
Üçüncüsü mü?
Allah korusun üçüsüncüsünden.
Yani herkes çıkar peşinde...
Elde viski, ağızda pipo, çenede keçi sakal,
barlarda emeğin hakkı savunulduğundan beri...
Wanted
Çalışanın hakkını, solcular savunurlar,
Savunması gereken, nerede Müslümanlar,
Kul hakkıyla gelmeyin, dememişydi Allah,
Sizin hesabınıza, neden gelmedi bunlar,
Tebrikler üstadım..güzel ve anlamlı dizeleri ve sizi kutluyorum..saygılar sunarım......
Şiiriniz güzel, fikirleriniz baştan aşağı doğru ve yerindedir sevgili Sinan Bey.Şayet müslümanlar emeği de, hakkı da koruma yönünde çaba gösterseydi, dünyada ne din düşmanı ve emek sömürücüsü Marksizm olacaktı, ne de onların l Mayıs sosyalist-devirimci uşaklık istismarcıları.Nasıl günü gelip bu hamâkat ve sebükmağzlar rejimi bir safra gibi dünyanın eteğinden düşüp tarihe karıştıysa, görevlerini yapmaktan kaçınan, Rabbena hepbana diyen müslümanlar da günü gelecek Hakk'ın huzurunda cezalarını çekeceklerdir.Çünki O herşeyi gören ve bilendir.Sevgi ve saygılarla.Enver Özçağlayan
Şiiriniz güzel, fikirleriniz baştan aşağı doğru ve yerindedir sevgili Sinan Bey.Şayet müslümanlar emeği de, hakkı da koruma yönünde çaba gösterseydi, ndünyada ne din düşmanı ve emek sömürücüsü Marksizm olacaktı, ne de onların l Mayıs sosyalist-devirimci uşaklık istismarcıları.Nasıl günü gelip bu hamâkat ve sebükmağzlar rejimi bir safra gibi dünyanın eteğinden düşüp tarihe karıştıysa, görevlerini yapmaktan kaçınan, Rabbena hepbana diyen müslümanlar da günü gelecek Hakk'ın huzurunda cezalarını çekeceklerdir.Çünki O herşeyi gören ve bilendir.Sevgi ve saygılarla.Enver Özçağlayan
Hocam eline,diline yüreğine sağlık kutluyorum sizi şiirinizi beğeniyle okudum şiire olan duygularımı şiirimle cevap versem kızarmısınız ? hocam...umarım hoşgörü gösterirsiniz...
Saygılarımla
Mehmet Çobanoğlu
1 MAYIS
Direnin işçi-köylü ve ezilen halklara
Bugün1 Mayıs biz emekçiler günü
Açlığa,yokluğa karşı hep bir olalım
Elele,kolkola mutluluğa yürüyelim.
Emekçiler haydi haydi meydanlara
Sosyalist barikatlar kuralım yollara
Bey,paşa,patron,ağa düzenine karşı
Dünyayı tüm halklara vatan tutalım
Ey yiğit proleterler bugün 1 Mayıs
Yine şu alanlar,sokaklar doldu taştı
Ey körolası düzen duy bizi gör bizi
İşçi-köylü elele beraberiz kork bizde
1 Mayıs 1 Mayıs kutsal emek günü
İşçinin-köylünün,halkın isyan günü
Ağa-patrun,beylere firsat vermeyiz
Parça parça kuracağız halk düzenini.
Bugün 1 Mayıs işçi-köylü alanlarda
Sömürüye hayır eşitliğe giden yolda
Direnerek derin yaralarımızı sararak
Anadoluyu özgür dünyaya katacağız
Yine 1 Mayıs işçi-köylü sokaklarda
Ey emekçiler ey yoldaşlar direnelim
Kervanımız yürürcek o itlere rağmen
Dünyanın tüm halklarına selâm olsun.
Mehmet Çobanoğlu
10.04.0210
Yıldırım
Eline, yüregine ve diline sağlık sevgili hocam
Kaleminizden çok güzel bir çalışma okudum. Şiirinizin akıcılığının yanında verdiğiniz mesaj çok önemli.
Sizin gibi düşünen insanlarımızın hala var olması ümitsizliğimi kırdı benim.Ne yazık ki ülkemizde din sömürüsünü kapitale dönüştürenler azımsanmayacak kadar çoğaldı. Malüm çevreler islamiyeti çıkar aracı haline getirdiler. Emek ve hak bir tarafa bırakılarak İslamiyeti çıkar amacı haline getirdiler. İçlerinde Allah korkusu bulunan Gerçek müslümanları bulmak o kadar zorki.
Bu güzel şiirinize ve verdiğiniz mesaja tekrar tekrar teşekkür ediyorum.
beğeniyle okudum güzel şiirizi, yüreğin var olsun, sağlık ve esenlikler diliyorum
selamlarımla
Üstadım, emek sarfederek mana yüklü bir eser ortaya koşmuşsunuz ki, çok beğendim; hem manasına, hem analıtım biçimine hayran oldum...
Ne kadar doğru şeyler söylemişsiniz... Tabii ki bizler yanlıştan, kibirden, zandan Allah'a sığınırız...Ve yine böyle hatalara düşmemek için Allah'ımıza dua ederiz; bizler esasen sağcılık, solculuk gibi göreceli ve dünyevi kamplaşmaların tuzağına düşmekten ziyade Hak ve batıl babından iki millet, iki saf olan insanlığın Hak tarafında olmaya gayret gösteririz... Ve kendince etik kurallar ve türünde kaidelerle düzenli de çalışsalar batıla hayran olmaktan, özenmekten sakınırız; Bilgi müslümanın yitik malıdır, arayıp bulmak ve Kur'an'ın bize haber verdiği yaşam biçimini benimseyip batılı geçmek durumundayız...
Kutluyoru, selam ve saygılarımı bırakıyorum
Anlamlıydı.
Paylaşıma teşekkürler.
Sayın Karakaş şiirle adeta bir makale yazmışsınız. Müslümanlık sadece camide kalmamalı. Müslüman elinden dilinden diğer müminlerin emin olduğu kimsedir. Emeği korumak solculara nasip olduğu gibi dini de münafıklardan solcular korumalı. Din önemli bir müessesedir. Asla münafıklara bırakılmamalı. Bu vesile ile tüm dünya emekçilerinin 1 Mayıs Emek Bayramını kutlarım.
Mustafa GÖL
Bu şiir ile ilgili 19 tane yorum bulunmakta