Sana kurulmuş saatlerin zembereğine yağmur düştü, ıslandı anılar
Yasaklı günlerin prangaları eskidi gülüm yokluğunda, neredesin yar
Hicran yüklü gemilerimiz fırtınaya tutuldu, alabora oldu bak aşklar
Bir masal artığı oldu aşkı sensiz yaşamak, tükeniyor yârim umutlar
Suskun günlerin özlem kokulu yastıklarına düşünce yalnızlığın gölgesi, biz ağrılı parçalara verirdik tüm dikkatimizi. İçli dalgalar çarpardı içimizin tortulu kayalarına, umarsız bilmecelerde kaybolarak uzaklara gideriz ve çekip giden günlerin arkasından sessiz ağrılarla el sallarız. Yorgun geceler kalır karanlık içimizi yakarken ve dudaklarımızdaki özlem isimsiz bir şarkının adıdır, sular kayar gövdemizden ve işte o an bir ateş avuçlarımızdaki kabullenişin tortulu anahtarıdır.
Dağların dorukları dumanlı olur
Geriye dönmez savaşçılar...
Fırtınayla yıkanmıştır ömürleri
Karla yıkanmıştır yüzleri...
Bu yüzden asla vedalaşmaz
Devamını Oku
Geriye dönmez savaşçılar...
Fırtınayla yıkanmıştır ömürleri
Karla yıkanmıştır yüzleri...
Bu yüzden asla vedalaşmaz