Baba dedi çocuk.
Yaşı henüz küçük,
Gösterdi yerde buldu şeyi,
Bu ne dedi baba.
Adam döndü arkasını,
Aldı çocuğun elinden,
Yerde buldu şeyi.
Baktı sağına soluna.
Sonra buruşturup dudaklarını,
Nebilem oğul,
Benzemiyor hiçbir şeye.
Çocuk meraklanmıştı bir kere.
Babası at dediği halde aldı koydu cebine.
Bir eli sıkıca cebindeydi.
Güvenememişti babasına.
Ya çok değerliyse,
Ya çok parası olursa,
Kurtulursa bu hastalıktan,
Ne hastalığımı?
Bilmiyorlardı.
Yeter ki iğne olmasın.
Çocuk çok korkuyordu iğneden.
Söyleyemiyordu doğruları.
Basit bir şey dedi doktor.
Basit mi?
Evet, evet dedi doktor.
Mikrop kapmış.
Bu ilaçları kullanın,
Bir haftada hiçbir şeyi kalmaz.
Oysa nasıl olur,
Hasta çocuk.
Hem onca saat,
Bunu duymak için mi yürüdük dedi babası.
İçinden.
İyice baksaydınız doktor bey.
Uyutmuyor sancısından gece bizleri.
Yok, canım abartmaya gerek.
Kapmıştır hayvanın birinden mikrop,
Bu yaşta normal böyle şeyler.
Kabullendi mecburen.
Kasaba uzaktı ya biraz şehre.
Zoruna gidiyordu onca saat boşuna yürümek.
Döndüler geri,
Söyleniyordu babası.
Kızıyordu kendine.
Çıkarsan karı lafıyla yola,
Çekersin kafasızlığını cezasının böyle.
Oysa söylemişti anası.
Kaynat ısırgan otunu,
Yedir sapını,
İçir suyunu,
Kalmaz bir şeyi deği.
Bunca ilaca bu kadar para vermekten,
Daha iyi değil mi sanki?
Sıka sıka dişlerini,
Ağrıtmıştı canını
Yürüdüler epey bir süre.
Çocuk susadı,
Çeşme önünde durup,
Su içmek istedi.
Baba durmadı,
Ağır ağır devam etti.
Elini cebinden çıkarmıyordu çocuk.
Babası git gide uzaklaşıyordu.
Dayadı ağzını çeşmeye.
İçti suyu kana kana.
Bir süre koştu,
Uzaklaşan babasının ardından.
Karnı ağrımaya başladı.
İnceden geliyor,
Kıvrandırıyordu çocuğu.
Babasına bir şey demedi çocuk.
İğne geldi aklına.
Sıktı bir süre dişini.
Derken geldiler eve.
Koştu anasının yanına.
Sarıldı boğazına.
Çok yorulmuştu bugün.
Canı çıkmıştı yürümekten
Sancılandı yine karnı,
Ekşiyince yüzü,
Telaşlandı anası.
Ne oldu oğul? Dedi.
Çocuk yok bir şey,
Geçer ana dedi.
Rahatladı anası.
Git elin yüzün yıka,
Otur sofraya.
Koştu çocuk,
Nede olsa küçük,
Eli hala cebinde,
Zengindi belkim, kimbilir.
Babası kızdı anasına,
Yürüttün bizi bunca yol boşuna.
Yok, hiçbir şeyi Allaha şükürler olsun.
Mikrop kapmış biraz.
İçir şu ilaçları,
Kalmaz haftaya bir şey.
Sevindi çocuğun anası.
Yese de zılgıtı,
Çocuksa elini yüzünü yıkayıp,
Koştu dedesini yanına.
Çıkardı cebinden,
Yoldayken yerde bulduğu şeyi,
Bak dede,
Ben buldum dedi.
Büyük bir adam edasıyla.
Dedesi aldı çocuğun elinden,
Yolda bulduğu şeyi,
Neymiş bu böyle,
Benzemiyor hiç bir şeye.
Kaptı çocuk dedesinin elinde,
Anladı dedesinin ne yapacağını.
Kızdı dedesi,
Sizin yaşınızdayken ben,
Diye söylenmeye başladı.
Kaçtı çocuk odadan,
Yemeden yemeği.
İştahı da yoktu zaten,
Hâlâ sancıyordu karnı.
Ateşlenmişti de.
Uzandı yatağa,
Toplayıp dizlerini kasıklarında,
Bastırmaya çalışıyordu acısını.
Terler boşalıyordu alnında.
Ninesi görünce çocuğu o halde,
Kızdı gelinine,
Bir sirkeli bez koysana çocuğun alnına.
Taş olmayacasıca.
Bıraktı anası elindeki işi.
Koştu çocuğunun yanına,
Baktı yanıyor ciğerparesi,
Çağırdı erini.
Ses etmeden, usulca.
Gördü eri,anladı.
Fakat kalkamadı atasının yanından.
Bekledi bir işaret.
Dedeyse kızgındı çocuğa,
İnadına müsaade etmedi.
Çocuğun ateşi yükseldi git gide.
Kuş gibi kalbi,
Yoruldu.
Anası bir oyana,
Bir buyana derken,
Çocuk,
Susmuştu,
Cebinde sıkıca tuttuğu umuduyla...
03.01.2009
Korkularımıza ve yitik umutlarımıza.
Kayıt Tarihi : 12.1.2009 16:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir deneme, yorumlarınızı bekliyorum
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!