Bir Kere Elimi Tutsa Bir Daha Bırakamaya ...

Hülya Kırklaroğlu
219

ŞİİR


8

TAKİPÇİ

Bir Kere Elimi Tutsa Bir Daha Bırakamayacağını Biliyor

Merhaba Sevgili Günlüğüm✍🏻
Biriciğim, varlığın yalnızlığıma ilaç … Nasılsın, neler yapıyorsun ömrümmm?

Şuracıkta olduğunu biliyorum, hatta sana dokunabildiğimi de ama işte ne bileyim tutsaydın ya sende, benim senin yüreğine tutunduğum gibi, ellerimden…

Bazen çılgınca cümleler aklıma geliyor. Başım hafif önüme eğiliyor, gözlerim kapanıyor ağzım yanlara kocaaamaaan bir tebessüm ile yayılıyor. Gamzem çıkıyor ortaya seviniyorum.

Tabii tabii diyorum, bir kere tutsa ellerimden bir daha bırakamayacağını biliyor. Gözlerim mutluluk içinde çok hoş bir duygu kaplıyor ruhumu, kendi kendime şımarıyorum.

Ee öyle ama, yalan mı?

Ömrüm, üzerine afiyet soğuk algınlığım var bu aralar.
İki yıldır yağmurda, karda denizde yüzmeyi ihmal ettim tüm hastalıklarımın sebebi bundandır. Biliyorum net.
Kar yağdığı zamanlarda yüzdüğüm zamanlar nezle bile olmazdım hatırlar mısın?

Bak şimdi anılardan bir ikisini özetle yazalım mı; araya parantez açarak…
Karlı bir İstanbul sabahı, saat 08:30 buz gibi denizde yüzdükten sonra, ellerim titreye titreye
kabinde giyinemediğimi, hatta gömleğimin düğmesini iliklemesi için arkadaşımdan yardım istediğimi hatırlar mısın? Ne güzel günlerdi o günler. Aşkla ayağımdan akan o kan?

Efendim?
Canımm gözlerin kocaman açıldı, yerim ben seni. Bak alır göğsüme basarım tüm cümlelerimizi sonra başımı dayarım omzun ile boynun arasına dansımıza başlarız.

Heh işte böyle bak gözlerime, gülümse…
Gel bakayım gözlerine öpücüğü kondurayım. Ama bu öpücüğü borç veriyorum haberin olâ. Bana ne, sende öp bir gün gözlerimden olur mu, hıı olur mu?

Anlatayım bak aşkla akan kanımı.
Yine buz gibi denizde yüzüyoruz. Suya girdiğimde hııı hıııı nefesim ayaklarım kalbimde aşktan çırpıntı, zihnim kızıımmm hayırdır sen n’apıyorsun?

Aşka karışıyorum cevabını yapıştırıyorum, susup seyrediyor.
Yeşille mavi arasıydı o gün yine deniz suyu rengi… Hiç seçemiyorum, hep arada kalıyorum ama her defasında dönüp arkama şimdi yeşil miydi? Yoksa mavi mi denizin suyu diyorum edebiyat varimsi bir dille… Yeşili yosunlardan almış, maviyi gökyüzünden, hep arada kalıyorum, beş başlı yıldız gibi mutluluk içinde, arada kalıyorum her defasında.

Ve yosunları göre göre hatta deniz yıldızları görmüşlüğümüz çokça var sığ yerden giriyoruz ve irili ufaklı taşlar koca koca kayalar arasında ansızın çıkan denizanaları hayatın heyecanını dile getiriyor. 50 metre yüzdükten sonra alışıyorsun soğuğa da; soğuk suda bedeninin sıcaklığına, bütünleşiyor insan doğayla.

Yüzme esnasında ayak vuruşunda keskin bir kayaya mı çarptı o sabah ayak parmağım yoksa denizden çıkarken keskin taş mı kesti bilmiyorum çünkü suyun soğukluğundan tüm beden uyuşuyor ve duymuyorsun acıyı, elemi ve varsa kederi…
Yüzme etkinliğimiz bitti ve yüzümde kocaman gülümseme kıyıya vardım ama çıkmak istemiyorum denizden. Tam çıkacağım tekrar giriyorum ve tekrar tekrar… Dur diyorum timsah dönüşüşümle bir kaç şükredeyim ellerimi kocaman açarak dönüyorum önce sağa ardından sola, yine çıkmak istemiyorsun ki suç bende mi?
Fatih Hocamız vardı o zamanlarda
İstanbulda yaşıyordu.
Onlar çıkmıştı bana seslendi” Hülya Hanım” hipotermiye girersiniz çıkın lütfen dedi. Hocam seslenmese belki çıkmayacağım o denizden, hocam değilde zihnim böyle bir uyarıda bulunsa; “atın ölümü arpadan olsun diyeceğim” içsel cümlelerle belkide… Öyle bir aşk ki buz gibi denizde yüzmek cümleler anlatabiliyor mu Sevgili Günlüğüm✍🏻
Sevgili Günlüğümm?
Sevgili Günlüğüm!
Daldın gittin bi sen…

Soğuktan uyuşuk yana kaymış ağzımla “tamam hocam” dediğimi hatırlıyorum.
Kabinde titreye titreye inanır mısın mayoyu çıkaramıyorum ellerim uyuşmuş. O an dünyaya doğmuş bir bebek gibi çoşku ve şaşkınlık içinde. Mayomun kabinde bi halini görsen gülersin. Elimle ayağımla çekiştire çekiştire çıkarttığım o anda, kanımı akarken gördüm. Derin kesilmiş tuzlu su ve hatta soğuk bile durduramamış…
Belki çok acıyordu parmağım. Tüm bedenim uyuşuk olduğu için acıyı duymuyordum. Akmaya devam ediyordu ben gülümsüyordum, hepsi aşktan diyordum, hepsi aşktan!
Saç kurutma makinamı prize takıp ılına, ısına giyinirken uyuşuk konuşmam geri geliyordu her defasında.
Deniz tuzlu saçlarımı kurutup toplarken nadirende olsa bir yosun tanesi ille olurdu aralarında. Arkadaşlarım giyinip çaylarını yudumlarken ben kabinde:

Şiir dile getirirdim o an avuçlarımın içine ki yosun tanesine. Şiirin büyüsünden midir nedir bilemiyorum. Saçlarımın arasına giren her yosunla vedalaşamayıp eve getirirdim.

Ortalıkta salgın varmış. Öyle diyorlar. Hep kötü şeylerin salgını mı bulaşır insana?
Şiir, şiir bulaşsa;
Şiirsel anlatı bulaşsa ya…

1.bölüm

Hülya Kırklaroğlu
Kayıt Tarihi : 27.11.2025 14:33:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!