Bazı kadınlar konuşmadan anlatır kendini.
Onların dili, bakışlarının arasına saklanmıştır.
Bir kelime etmezler ama her suskunluk, yüzlerce cümle taşır.
Gamzesiyle başlayan bir gülümseme, bazen bir ömrün yorgunluğunu unutturur.
Bir kadına bakarken, insan kendi kalbini duyar.
Çünkü o, dışarıda değil, içeridedir;
kalbin derin bir yerinde, insanın en kırılgan tarafında yaşar.
Kara gözleri olur bazen
ve o gözlerde ne kadar karanlık varsa,
aynı oranda ışık da vardır.
Karanlık, onu gizler;
ışık, varlığını gösterir.
Kırmızıyı sever belki.
Ama bu sevgi, bir renkten fazlasıdır.
Kırmızı, onun cesareti, tutkusu, hayata karşı koyma biçimidir.
Bir kadın kırmızıyı giydiğinde,
aslında dünyaya “buradayım” der.
Kırılganlığını gizlemez,
sadece zarafetle taşır.
Merhameti, onun en sessiz gücüdür.
İyileştirmeyi bilir;
ama iyileştirirken ne kadar acı çektiğini kimse fark etmez.
O, sevdikçe eksilmez,
tam tersine, verdikçe çoğalır.
Belki de bu yüzden, bir kadının sevgisiyle temas eden herkes değişir.
Bazı kadınlar naiftir;
ama bu, zayıflık değildir.
Naiflik, insan kalabilmenin son hâlidir.
Kaba bir dünyada zarif kalmak,
yorgun bir yürekle gülümsemek
işte o, gerçek güçtür.
Bir kadın, varlığıyla insanın içini güzelleştirir.
Onu anlamak, kelimeleri değil, sessizliği dinlemeyi gerektirir.
Çünkü en derin şeyler söylenmez;
sadece hissedilir.
Belki de bu yüzden,
onun yanındayken zaman yavaşlar,
dünya biraz daha insana benzer.
Ve insan, farkında bile olmadan,
kendi kalbine döner.
Kayıt Tarihi : 1.11.2025 02:29:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!