Her insanın bir tarifi ve tarihi vardır. Ve her tarihinde bir sonu vardır. Yani açılan yeni bir sayfada kapanan bir çağ ve açılan yeni bir çağ.
Bu girişten sonra bir tarih yazısı beklenebilir ama, beklide bir tarihtir tarihi düşülemeyen, düşlenemeyen zamanlarla ilgili.
İnsan yaşamında iki kez doğar ve bu onun biyolojik doğum tarihi ve ilk doğuşu olur birde ruhen doğar ki buda onun ikinci doğuşu ve aslında gerçek doğuşu olur ama bütün insanlar ikinci doğuşunu yaşama şansına erişemez.
Bu ikinci doğuş bir bahar müjdesi gibi bir kardelen gibi karların altından bir başkaldırıdır. Bu doğuş bütün tarihlerin ve tariflerin ötesinde bir anlam kazanmak bir kadını severek başlayan tarihtir.
Herkes bir kadını sevebilir ama söz konusu kadın nasıl bir kadındır,doğumumuza, doğumuma sebep olan bu kadın nasıl bir kadındır? Bu kadını nasıl seversin?
Bu kadını sevmeye nasıl cüret edersin…
Baharın diliyle kadını seversin.
Baharın diliyle sevmek, ümitlerinin tükendiği anda,hayatın ağır sillesini yiyip yere yıkıldığın bir anda zarif bir meltemle doğrulmaktır.Yeni bir doğuştur.
Böyle bir kadını sevmek aşktır ve aşk ile coşmaktır.
Böyle bir kadını sevmek ruhun ürpermesidir, meskensiz ve mesnetsiz bir ruhun gerçekliğe kavuşmasıdır.
Bu kadını sevmeye cüret ruhun dirilişidir.
Ve o kadının gözlerine bakmaya cüret etmek ölümle hayat arsındaki çizgide hayatı seçmektir.
Ve kendi gerçeğine inandırabildiğinde o kadını aşk adına sonsuz bir bedel ödemeye de hazırsındır.Tarihinden, talih bekleyişinden vazgeçmektir o kadına aşık olmak.
Gelmiş ve gelecek bütün duygulara, tarihlere set çekip ondan başka hatırlanmaya değer bir şey olmadığını bilmektir.
Ama bunu ondan beklememektir, bedelsiz ve nedeni sende saklı nedensizlikle anlamasını beklemeden sevmektir.
Nerden geldiği,yeri bilinen adı aşk olan ve nereye gideceği belli olan bir KAÇAK tır.
Sessiz sedasız gelen bir ölüm meleğine semah eder gibi kendinden geçercesine eşlik etmektir o kadına aşık olmak.
Seni doğuran,sana hayat veren kadınla kelimelerin şehvetiyle sevişirken sevdasında arınmaktır. Yağmur damlalarına korkmadan hoş geldin diyerek iliklerine kadar onunla ıslanmaktır.
Baharı ve doğumu getiren bu kadını sevmek aşık olmak,
Zamanın amansızlığında geç bulmuşluğun adını tarihten silip bütün tarihi kayıtları İskenderiye Kütüphanesini yakarken alevlerin ışıltısını gözlerinde görüp yeni tarihleri yazmaktır.
Bulmuşken çabuk yitirmeye yönelik bütün yolları ve yönleri ortadan kaldırmaktır
Baharı ve doğumu getiren kadını sevmek…
Bütün gidenlere yolunuz açık olsun derken gelene hoş geldin demektir,yüreğin ağzında gideceği yollara canını sermektir.
Gidecekse gidene git demeyi silip gitme diye bir şimşek gürültüsünde haykırıp yollarına düşmektir.
Ve bu hayat yürüyüşüne aşktan sızmış bir makamda, keyfe keder bir vecd hali içinde kemerbesteyi ubidiyet içinde hoş amedi etmektir.
Bahar gözlü cana can katan bu kadını kefensiz dizlerine büyük bir teslimiyetle uzanıp tefekkür içerisinde teşehhüd miktarını sonsuza dek uzatmaktır…
Ve bütün bir ömrün tarihini bu teşehhüd miktarından ibaret kılmaktır.
Baharı ve aşkı getiren kadını sevmek…
O duysa da duymasa da bütün sözlerin en güzelini ona söylemek
Her seferinde yeni görür gibi hayranlıkla bakmaktır o bahar gözlerine
Ve ipek saçlarının ördüğü hayat sicimine endişe etmeden uzatmaktır boynu
Sonu düşünmeden yaşanılanlara bahşiş ve lütuf diye bakarak yaşanmamışlara gece yi siyah bir şal gibi örterek ona kefen gibi bürünüp yüreğinin börtü böcekten korunacağını bilmektir
Baharın aşkın sahibi kadını sevmek….
Tarifsiz bir arzuyla açılan ve sarmalayan avuçların içindeki elin sıcaklığını cehennemin ve cennetin elele tutuşması bir Şeb-i aruz gibi yaşamaktır..
Bütün tarihleri ve tarifleri hükümsüz bırakan bir aşka koşarak,uğruna her şeyi verilecek bir hayatı yaşamaktır…
Baharın ve aşkın sahibi bu kadını sevmek
Bir erkeğin bütün anlamsızlıklardan ve boşluklardan arınıp hayat bulması yeniden doğması benim hayat hikayemin şerefidir…
Ve aşkın ayak uçarlına saf ve masum Papatyalar bırakırken
Yanı sıra canımı sermektir….
16/05/2010
Bünaymin
Kayıt Tarihi : 16.5.2010 23:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!