Bir İnsanlık Trajedesi Şiiri - Salim Ulus

Salim Ulus
34

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Bir İnsanlık Trajedesi

Yıl 1986
Aylardan Ocak sonları,
Günlerden soğuk bir Cumartesi,
Yer, Konya eski sanayide esnaf lokantası,
Sabah çorbasının satıldığı zaman diliminde,
Genç bir adam iki büklüm,
Ürkek bir halde.
Camdan içeri iç çekerek bakıyor.
Belli ki karnı aç
Belli ki üşümüş

El ettim girdi içeri.
Bir suçlu gibi boyun bükerek,
Buyur ağabey dedi.
Hele sen buyur gardaş dedim,
Sobanın yanına karşılıklı oturduk.
Biraz hasbıhal ettik.
Isındı ısınmasına da…
Açlık soğuktan üstündü.
Dili damağı tutuk gibiydi.
Oğlum bir çorba ikram edin ağabeyinize,
Benden olsun dedim.
Geçti masaya oturdu garson çorbasını getirdi.
İki kaşık ya aldı ya almadı,
Tıkandı.
Ne oldu dedim.

Ben çocuğum ve eşim aç iken
Bu çorbayı içemem,
Ağabey dedi.
Hele sen bi karnını doyur
Onlara da götürürsün dedim.
İki gündür tanrı lokması tatmadık.
Param da yok dedi.
Bize bakmada o sabi aç
Olmuyor be ağabey.
Çiti kutusuna çorba koyun
Bolca ekmek ilave edin dedim.
Hah o zaman yiyebilirim dedi.

Bir solukta sildi süpürdü.
Şükürler olsun dedi.
Ve yaptığınız bu iyiliği unutmayacağım dedi.
Bunları eve bırakıp geleyim
Bulaşığınızı yıkar yerleri siler süpürürüm dedi.
O olmaz işte, bizim bulaşıkçımız var.
Ama yediğin çorba kâsesini içeri bırak
Yemek yediğin masayı sil ödeşelim dedim.
Olur, ağabey dedi.
Öyle yaptı.

Adam lokantadan
Allah ısmarladık dedi ve çıktı,
Beş dakika geçti geçmedi
Bir kalabalık koptu.
Çıktık dışarı baktık,
Bizim adam iki kişinin arasında,
Çorba çitisi dökülmüş ekmekler saçılmış.
O soğukta bir anda
O kadar insan nasılda üşüşmüştü,

Biri…
Hırsız varrrrrrrrrr.
Diye bağırıyor.
Odunumu kömürümü çaldı diyordu.
Hemen sesin geldiği yere doğru koştuk.
Biz olay yerine vardığımızda
Polisler de geldi.
Komiser hiddetli bir şekilde,
Alın bu adamı diye emir verdi.
İki polis memuru adamı alıp
Polis otosuna götürüyorlardı.
Hemen atıldım.

Bu adamı tanıyorum.
Hırsızlık yapacak biri değil,
Alınan ne çalınan ne,
Niye almış bir öğrenelim dedim.
Bir poşet odun ve kömür için
Hırsızlık yapanın bir derdi var ki çalıyor.
Komiserim.
Komiser iyi adammış tamam dedi.
Adama gel bakiyim evladım,
Niye aldın anlat bakalım dedi.

Bir poşet odun, bir poşette kömür aldım,
Başkada bir şey çalmadım.
Dedi ve devam etti.
Efendim ben bir yıl öncesine kadar
Yeni sanayide bir fabrikada muhasebeciydim.
Patronun oğlu, kumarbazdı.
Borçlarını ödemek için,
Kasada ne var ne yok hepsini götürünce.
Patron,
Kasanın anahtarı bir oğlunda birde bende olduğu için,
Oğlunun değil de, paralarının
Benim çaldığım zannı ile beni suçladı,
Ve hapse attırdı.
14 ay yattım.

Öncesinde de…
Sevdiğimi vermediler
Onun için eşimi kaçırmıştım.
İki tarafta bizi reddetti,
Artık kimsemiz yoktu.
Yoksulluk ve gariplik diz boyu idi,
Yeni evlenmiştim, kıt kanaat gelip geçiyorduk,
Ta ki hapse atılana kadar.

Ben hapse girince,
Aldığım eşyalar taksitli idi.
Haciz yolu ile onları almışlar.
Elde olanlarda çabucak bitti.
Ben içerde iken birde kızım oldu.
Konu komşunun yardımı ile bu günlere geldik.
İçerden çıkınca
O yardımlar da kesildi.
Son iki gündür
Ağzımıza bir lokma bile koymadık,

Lokantada,
Abi karnımı doyurdu bir tas sıcak çorba verdi,
Azıcıkta yakacağım olsun diye bunları aldım.
Eşim ve kızım bir battaniye içinde,
Benden ekmek ve yakacak beklerler,
Bunları bulmadan da onların yanına varamam.
Beni isterseniz asın
Ama lütfen.
Evime ekmek ve yakacak ileteyim.
Komiserim, dedi.

Yine atıldım.
Bir insanlık trajedisine şahit olduk.
Bir taksi ile iki polis arkadaş ve
Esnaftan iki kişi evini bir yoklasınlar
Anlattığı yalan ise,
Gerekli cezasını çeksin,
Ya doğru ise diyince,
Komiser bey tamam dedi.
Adamın evine,
İki polis esnaftan iki kişi birde ben gittik,

Geldiğimizde
Yüzlerimizin keçe gibi olduğunu görenler,
Size böyle ne oldu niye sordular?
Adamın anlattıklarında fazla yok eksik vardı
Damı akan, camları kırık bir evin ortasında,
Bir kadın ve çocuk,
Yırtık bir battaniye içinde,
Sobasız evde kışın zemherisinde,
Bekleşiyorlar…

Durum olduğu gibi oradakilere anlatıldı.
Komiser bey,
Vah vah… diye
Başını iki yana salladı.
Esnaf elbirliği ile bir at arabası kömür,
Bir at arabası odun,
Yükletip evine gönderdiler.
Diğer bir esnaf sabah gelsin işe başlasın dedi.
Aralarında hemen para toplandı,
Eksiklerini alsın diye,

Adamcağız öyle gururlu ki
Para yardımını kabul etmedi.
Artık işim var diye…
Ne tesadüf ki kömürü alınan adam
Sonradan öğrendik ki,
Daha önceki patronunun dünürü imiş,
Adamcağızın geleceğini karartan
Ocağına incir ağacı diken patronunun oğlu,
Bu adamın damadı imiş.
Allah’ın işine bak.
Nereden nereye

Salim Ulus
Kayıt Tarihi : 16.5.2007 11:49:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Feleğin sillesini yemiş bir adamın başından geçen trajedik bir olay

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Salim Ulus