Ölü külleri serpiştirilmiş kentin üstüne,
Tabutlar uzun yolculuğuna bu rıhtımdan ayrılmış,
Gelin çıkarın şimdi bu beyazlara sarılmış adamı,
Mesela yani, öyle bir şansımız olsa hani,
Ne yapar acaba sizce, nereye gider,
Tövbe mi eder,
Yaptığı işlerden dolayı pişmanlık dilekçesi mi yazar
Deliler gibi koşar mı caddelerde
Hiç insan olmayan bir adaya mı gider,
Yo, bir çiçek alır, cellâdına götürür,
Yada kim bilir,
Bir marangoza uğrar geçerken,
Üçayak bir sehpa sipariş verir,
Sonrada bir bezirgândan urgan satın alır,
Her kim bu yolculuk için biletini keşmişse,
İadeyi lütufta bulunur.
İşte böyle kent dile gelip konuşsa,
Yada sehpalardan öbür tarafa transfer etmiş bir ölüyü
Konuştursak hani,
Öyle şansımız olsa
Peki, bu adam gitmez mi, eşlerine, dostlarına,
Silah arkadaşlarına,
Ulan demez mi,?
Siz ne biçim insansınız,
Kanınız bozuk mu sizin
Ne yaptınız ulan siz,
Adamlar iplerde boynumuzu kırdılar,
İpe gitmeden önce neler yaşadık bilir misiniz?
Geceleri uyuyamadık,
Güneşin doğuşunu bekledik
Sabah güneş doğunca adam asmazlar dedik,
Ya o sabah, boynumuzu kıracakları gün,
Bir sahte imam, bir şekli bozuk, domuzlar,
Çıkageldiler, önce ayak sesleri geldi,
İrkildim, korktum, bir köşeye sindim,
Kapı gıcırdayarak açıldı,
Say ki bir asır sürdü kapının açılışı,
Koluma girmek istedi pis salyalılar,
Bırakın dedim, kokunuzu bile duymak istemiyorum
Dokunmayın, ben giderim,
Ayaklarım bana itaat etmiyordu,
Korktuğumu belli etmemeye çalışıyordum,
Yürüdüm uzun bir maltadan,
Şeytanların avlusuna çıktım,
Karşımda katilim üçayak bir sehpa, urgan
Boynumu kıracak olan urgan buymuş dedim,
Yavaş, yavaş yürüdüm urgana,
Artık korkmuyordum,
Son arzumu sordu domuz soylu,
Pis bıyıklı kalın gövdeli,
Dudaklarının kıvrımlarında gördüm kendi cesedimi,
Cesedimi çiğniyordu bu yaratık
Çekil dedim önümden,
Sende isteyeceğim bir şey yok,
Biliyordum, birazdan yaratıcıma kavuşacaktım,
Kim bilir, belki resul hoş geldin diyecekti,
Belki öpecekti alnımdan,
Artık hiç korkum kalmadı,
Boynumda yağlı ilmek
Dilimde la ilahe illallah,
Sehpayı çekti ayaklarımın altından bir sarhoş cellât,
Yok. koktuğum gibi olmadı,
Canım yanmadı,
Benim canımı yakan bu şerefsizler olmadı asıl,
Kimsesizlik, sahipsizlik,
Kanımız yerde kaldı,
Hani güller açacaktı kanımızın renginden,
Hani intikamımız alınacaktı,
Kim di o
Sen rahat uyu diyen,
Ne yaptınız ulan, kaç yıl geçti aradan,
Yuh olsun size be, yuh olsun,
Yazıklar olsun size,
Hepinize güle, güle,
Uğramayın mezarıma
Kentin üstüne ölü külleri dökülüyordu,
Rüzgâr nerden estiğini bilmiyordu,
Tabutlar uzun yolculuğa götürüyordu emaneti,
Birileri kesmişti biletini,
Kayıt Tarihi : 3.3.2007 19:47:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Kim di o
''Sen rahat uyu diyen,
Ne yaptınız ulan, kaç yıl geçti aradan,
Yuh olsun size be, yuh olsun,
Yazıklar olsun size,
Hepinize güle, güle,
Uğramayın mezarıma''
.............
Lâl oldu bu dilim söylemez oldu/
Derdimi bilecek yâr mı sevdiğim?/
Hamasi nutuklar eylemez oldu/
Vicdânlar sağır mı, kör mü sevdiğim?
Âhd-e vefâ deyip, türküler çalan/
Vefâyı sömürüp yolların bulan/
Sûrette Melekler, Sîrette Yılan/
Sorar mı; 'Dertlerin var mı?' Sevdiğim!/
..........
DAHA NE DEYİM... SELÂM VE DUÂ İLE..
TÜM YORUMLAR (1)