Bir hırsızın sonu Şiiri - Alparslan Gürlek

Alparslan Gürlek
215

ŞİİR


11

TAKİPÇİ

Bir hırsızın sonu

"Hava sıcak olduğunda geceler daha sessiz oluyor."

İşte bunlar ölmeden önce söylediğim son sözlerdi. Sonra ensemde bir metalin soğukluğunu ve sırtımda kanın sıcaklığını hissettim. Metal boynumun diğer tarafından çıkıp başımı sepete düşürmeden önceyse bütün yazarlara saygı duydum.

Ölümü bu zamana kadar kaleme alan herkes, şaşırtıcı derecede isabetli şekilde tarif etmişti. Bir anda parmak uçlarından başlayarak tüm vücudun irkiliyor ve cildin yanmaya başlıyordu. Bu, soğuyan tenin ve havadaki sıcaklık arasındaki farkın arttığını gösteriyordu. Soğuyor, fakat yanıyordun.

Ancak bütün bu şair ve yazarlar, ölümü ne kadar iyi tasvir ederlerse etsinler, öncesini anlatmakta bir o kadar beceriksizdirler. Çünkü ölümün beklenmedik bir şey olması, onlar için yeterince dramatik değildir.

Ben, ölümü bekleyerek yaşayan fakat ansızın ölen hırsızım. Adım yok ve artık aranızda değilim.

Hırslı bir hayat yaşadım ve cebimde bir kuruşun olmadığı her gün birilerini öldürdüm. İntikam için hayatta kalmam, bunun için de para gerekiyordu. Bazen evlerinden, bazen ceplerinden çaldım. En çok da çatıları küçük olan evlerden... Çünkü en zenginler, en fakir onlarmış gibi görünmek için eğreti duruşlar sergiler ve evlerinin önünde genelde yırtık kumaş parçaları olur. Hizbe bir çöplük gibi görünen küçük kulübelerinde ise her zaman gizli bir göz vardır. Bu gözden öyle değerli mücevherler çıkar ki onları aynı şehirde satmak mümkün dahi değildir. Bu yüzden çok seyahat ettim ve bu yolculuklar, beni kaçınılmaz olana sürükledi.

Şimdi anlatsam belki de usta şairlerin ve şöhreti kendisinden önde yürüyen yazarların gururu incinebilir. Fakat bu en az son gecemde gündoğumunu görebileceğimi düşünmek kadar saçma. Bu yüzden size en güzel seyahatimden ve son durağımdan anılarımı anlatacağım. Böylelikle beni unutmaz ve hatıralarımı nerede bulacağınızı da bilirsiniz.

Buraya geleli çok olmadı, ilkbaharın sonlarına doğru sakura çiçekleri son kez tozumaya başladığında gelmiştim. Küçük bir kasaba olabilirdi ancak sokakları dar ve bitişik olduğundan insanlar hep bir arada hareket ediyor ve suni bir kalabalık oluşturuyordu. Bu da tahmin edebileceğiniz gibi işimi hayli zorlaştırdı. Yine de geçmiş tecrübelerim zenginleri nerede bulacağımı bilmemi sağlıyordu.

Şehirdeki ilk gecemde fazla dikkat çekmemek için kasabanın en dışında, çok fazla meşalenin etrafı aydınlatmadığı küçük bir kulübeyi seçtim. Etrafta çok fazla ağaç olduğundan çatısına hızlıca erişebilecek ve daha sonra da bu ağaçların arasında kaybolabilecektim. Ayrıca çatısındaki küçük pencereden sığabilir ve sessizce aşağıya inebilirdim. Bu sayede nereden girip çıktığımı dahi anlamayacaklardı.

Tüm planım hazır olduğunda geceyi bekledim ve ev sahiplerinin uzun süredir içeride olduğundan emin oldum. Bu sayede artık uyuyabilirlerdi ve ben de işimi yapabilirdim. Çatı katındaki küçük pencere inlemeyi andıran gıcırtılar eşliğinde yarısına kadar kapandı. Küçük boşluktan üzerindeki kosodesini çıkarmış ve uyumaya hazırlanan bir genç kız görünüyordu. Yüzü belli belirsiz görünse de bakımlı cildi ve irice gözleri adeta parlıyordu. Ancak benim tek niyetim eve girip kendime biraz daha hayatta kalabilecek parayı bulmaktı. Onurlu bir hırsız olarak bugüne kadar becerilerimi bir kez bile kötüye kullanmamıştım. Evet, çalmak eğer yeterinceyse kötü değildir. Bunu ustamdan duymuştum.

Artık eve girebilir ve fazlasını bırakmak suretiyle belki birkaç parça eşya veya biraz parayı cebe atabilirdim. Temkinli şekilde dalları çatıya sarkan kalın gövdeli ağaca tırmandım ve sessiz şekilde çatıya indim. Çatının kenarlarına tutunarak pencere hizasına kadar sarktım ve temkinli şekilde bir ayağım ile pencereyi itmeye başladım. Şanslıydım ki kapanırken feryat eden pencere, sessizce açılmıştı. Kıvrak bir manevra ile elbisemin kumaşı pencere kenarlarına sürtmeden içeriye doğru süzüldüm. Ayağımın altına bağladığım pamuklar ve ustamın öğretileri sayesinde mümkün olan en sessiz şekilde yere indim. Genç kıza göz ucuyla uyuyor mu diye baktım ve gördüğüm manzara karşısında tüm şairlere saygı duydum.

Çünkü bütün şairler aşkı bir şekilde doğru anlatmayı başarmıştı. Önce dirseğinizden elinizin en uç noktasına kadar olan bölümden kanın çekildiğinizi hissedersiniz, omuzlarınız düşer ve daha sonra dizlerinizin üzerine çökmek için bir bahane ararsınız. Bu bahane gözümün içine korkuyla bakan bir çift köz parçası oldu. Genç kız uyumamıştı ve o gece bir yerine iki ay vardı. İkincisi karşımda dehşete kapılmış şekilde duruyordu.

Dizlerimin üstüne çöktüm, gözlerimi bakışlarından kaçırarak hançerime uzandım. Genç kız yatağında irkilerek doğruldu ve iyice duvara sindi. Ustam bana bunun yaşanabileceğini ve her zaman hazır olmam gerektiğini birçok kez söylemişti. "Bizler çok seyahat eder, çok görür ve çabuk unuturuz" derdi. Bu yüzden öldürürken tereddüt etmemeli ve hızlı olmalıydım. Fakat ben gözlerine ilk baktığım anda ne kadar geç kaldığımı fark etmemiştim.

Hançerimi odanın uzak bir köşesine, halının üstünden sekmeyecek şekilde yuvarladım. Böylece başkaları varsa dahi sesini duyamayacaktı. Sonra da genç kıza yumuşak ve pişman bir ses tonuyla "Benden korkmana gerek yok, ben katil değilim" dedim.

Yeterince ikna olmamış olsa gerek ki bir anda bağırmaya başladı. Sesi başta ürperti ve panik uyandırsa da birkaç saniye sonra kulaklarımda ninni gibi yankılandı. Biliyordum, çünkü bir hırsızın sonu her an gelebilirdi. Kabullendim ve son kez duymakta olduğum ninniyi biraz daha dinledim.

Dakikalar sonra iki muhafız pes etmiş bedenimi kollarından kavrayarak ayağa kaldırdı. Pek de isteksiz olmayan adımlarımla evin bahçesine indik. Burası girdiğim pencereden apaçık görünüyor ve yüzümü aydınlatan ay, diğer ayın beni görmesini kolaylaştırıyordu. Nitekim o da camdan başını uzatmış, korkunun yavaşça silikleştiği yüzünde endişeli bakışlarla beni izliyordu.

Muhafızlardan biri, arkadan dizime vurdu. Uzun süre sonra ilk kez, bir gecede iki kez dizimin üstüne çökmüştüm. Bu benim için yeni sayılırdı. Diğer muhafızın kılıcını kınından çektiğini duydum.

"Hava sıcak olduğunda geceler daha sessiz oluyor."

Alparslan Gürlek
Kayıt Tarihi : 11.3.2025 01:28:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!