Bir hiçliğin sessizliğinde
Boş bir meydanda ilmek ilmek
Güvercinler dibe kadar geçmişte
Toz duman örülü perdeler
Bir yangında direnirken hissizliğe
El yordamıyla çizilir gölgeler
Bir vurulan olur, sonra bir vurulan daha
Saatin her köşe kapmacasında
Bozma ey zaman bu sessizliği
Bu sessizlik bıçak gibi ruhumda
Yaşlanan bir çınar ağacı gibi
Göğe uzanan parmaklarımda
Ne goncalar resmettim düne
Geçmiş dün gibi koynumda
Yaşlanan sıra sıra dalgalar gibi
Duruldum aksayan saçlarımda
Göğsüme kandiller konuldu
Pervaneler söndü bir bir
Kalp atışlarımda
Şimdi aynaların cephesinden
Durup da kendime bakınca
Ne kaygısız bir düşman
Ne yontulmaz onca yara
Şimdi bırakınca ellerimi semaya
Öldüğüm gün duruluyor güneşte
Bir başka açıyor defne yaprakları
İşçilerin alınlarında yorgun tırnakları
Seriliyor yeryüzünde sofra sofra
Ecel ögütürken solukları
Koca bir duvar ordusu
Süngülerinde vicdan pençesi
Adımları yâr olmuş bu âna
Türkülerinde al yazmalılar
Bir o yana bir bu yana
Koca bir intikam peçesi
Karanlık mı karanlık
Gökyüzünde buharlaşırken nefesi
Aralıyor gözlerimi her çizgisinde
Gözlerim kaç geceden firar
Ardımda mahpus parmaklıklar
Kaçıyorum kendime adım adım
Her adımda uzanmış uçurumlar
Kayıt Tarihi : 10.12.2022 02:53:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!